Geçmişten Günümüze Türkiye’de Tarih Eğitimi
Bu yazımızda tarih dersinin tarih süresince eğitimdeki yeri anlatılmaktadır. Ayrıca, Osmanlı Devleti’nde ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında tarih eğitimi ve tarih eğitiminin tarihi üzerine bilgilere yer verilmiştir. Osmanlı klasik dönemindeki tarih eğitiminden başlayarak Cumhuriyet’in ilk yıllarına kadar uzanan tarih eğitimi yaklaşık 150 yıllık uzun bir süreçte incelenmiştir.
Bu Yazının İçindeki Başlıklar:
Türkiye’de Tarih Eğitiminin Tarihi
Tarih eğitimi bir ülke ve vatandaşları için her dönemde her devlet için çok önemli bir değer olmuştur. Tarih eğitimi öğrencinin hem atalarını tanıyıp milli değerlerini öğrenmesini sağlar. Öğrenci aynı zamanda tarihte yaşamış önemli insanların tecrübelerini öğrenerek bunlardan kendilerine pay çıkararak bireysel bir gelişim de gösterir. Tarih dersi öğrencilerine vatan, millet ve bayrak bilincini verir ve bu sayede toplumsal birliğe de önemli bir katkı sağlar.
Tarih eğitimi her coğrafyada olduğu gibi Türk coğrafyasında da her dönemde çok önemli bir değer olmuştur. Osmanlı Devleti’nde uzun bir dönem hak ettiği değeri göremeyen tarih dersi. Tanzimat Fermanı ve İkinci Meşrutiyet ile beraber gelişme sağlamıştır. Cumhuriyetin ilanı ve sonrası dönemde de gelişimini sürdüren tarih anlayışı ve eğitimi gelişimini sürdürerek son halini almıştır. Fakat her zaman her değerin olduğu gibi tarih dersi de zaman ilerledikçe kendini geliştirmeye açıktır.
Osmanlı Klasik Döneminde Tarih Eğitimi
Osmanlı Devleti’nde 19. yüzyılın başlarında sivil eğitimin temelini Sıbyan Mektepleri ve medreseler gibi kurumlar oluşturuyordu. Osmanlı döneminde öğretmen yetiştirmeye yönelik ilk atlımlar Fatih Sultan Mehmet dönemine dayanır. Bu süreçte öğretmen adayları için daha farklı eğitim veren Sıbyan Mektepleri ve medreseler Fatih Sultan Mehmet tarafından öngörülmüştür. Program dahilinde öğretmen olacakların alacakları dersler başlıca Arapça, edebiyat, mantık, münakaşalı akaiddir. Bu doğrultuda matematik dersi hendese, coğrafya dersi heyet, tarih dersi ise edebiyat dersinin birer parçalarıydı.
Osmanlı döneminde tarih dersi gerektiği kadar zengin içerikli değildi. Osmanlı döneminde tarih öğretimine gerekli önem verilmiyordu. Osmanlı’da tarih öğretimi ümmet tarihinin öğretiminde ibaretti. Bu durumda Osmanlı’nın o dönemdeki iç siyasi ve politik durumunun etkisi çok büyüktür. Osmanlı Devleti’nin o dönemdeki siyasi politikası tamamen ümmetçilik ideolojisi üzerine kurulu olduğundan bu durum tarih öğretimini de çok büyük çapta etkilemiştir. Osmanlı’da Türk tarihine ilgi duyup bu konuda eser veren çok sınırlı sayıda tarihçi vardır. Osmanlı’da tarih ve tarih öğretimi dini tarih üzerine yoğunlaşmıştır. Bu durumda aynı zamanda Osmanlı Devleti’nin kozmopolit yapısının da etkisi büyüktür.
Osmanlı Devleti’nde tarih adında ayrı bir ders olmamakla beraber tarih adına öğrencilere öğretilen bilgiler sadece peygamberin hayatı, İslam tarihi, İslam tarihindeki önemli insanların yaşadıkları önemli olaylar gibi dini içerikliydi. Bu tarih dersleri kapsamında ümmet tarihi, İslamiyet’in doğuşu ve yayılışı, dört halife dönemi, Emeviler ve Abbasiler gibi dini tarih bilgileri veriliyordu. Bununla beraber Türklerin İslamiyet ile tanışması, İslamiyet’in yayılmasındaki katkıları, İslamiyet’ten önce Türk tarihi, Orta Asya Türkleri gibi konulara hiç değinilmiyordu. Bütün bu önemli Türk tarihinin temellerinden bahsedilmeden Osmanlı tarihi öğretiliyordu. Osmanlı padişahları her ne kadar soylarının Oğuz Han’a dayanmasıyla övünseler de Türk tarihinin öğretilmesine hiçbir özen göstermiyorlardı.
Tanzimat Döneminde Tarih Eğitimi
Osmanlı döneminde tarih eğitimi sadece yüksek öğretimde İslam ve Osmanlı tarihi öğretimi olarak veriliyordu. Tarih eğitimi ve bunun öğrencilerine kattığı değerler Osmanlı döneminde gerektiği kadar önemsenmemişti. Osmanlı’da tarih eğitimi uzun bir süre bu şekilde zayıf olarak devam etmiştir. Osmanlı’da tarih eğitimine ve değerlerine verilen önemi arttıran temel olay Tanzimat Fermanı’dır. Tanzimat dönemine kadar tarih dersi Osmanlı tarihi ve dini tarih temellidir. Osmanlı tarihi haricinde Türk tarihine, Türk tarihindeki önemli devletler hakkında araştırmalar yapan ve bu konuda eğitim veren araştırmacıların sayısı bir hayli sınırlıdır.
Osmanlı’da Tanzimat Fermanı ile tarih ve tarih eğitimi hızla gelişmeye başlamıştır. Tanzimat Fermanı’ndan sonra çıkan tarih ders kitapları Osmanlı’da tarihin gelişiminde önemli etkenler olmuşlardır. Bu dönemde yayınlanan ders kitaplarının arasında Tarih-i Umumiler vardır. Tarih-i Umumiler bu dönemde yayınlanan kitaplar incelendiğinde Batı tarzından en fazla etkilenenidir. Abdülaziz döneminde çıkan Batı tarzından etkilenen ders kitaplarının çıkmasında etkili olan en önemli kişilerden biridir. Osmanlı’da tarih anlayışını değiştiren kitaplar Osmanlı tarihi ve dini merkezli tarih dışında daha bütünsel şekilde Türk tarihi hakkında bilgiler paylaşmayı başarabilmiştir. Tarih anlayışını değiştiren Tarih-i Umumiler’in ilk kitabı olan Tarih-i Alem’i 1876’da Süleyman Paşa kaleme almıştır. Bu kitabın ardından ise Selim Sabit’in, İbrahim Necati’nin, Ali Cevad’ın ve Abdurrahman Şeref Bey’in farklı isimlerle çıkardıkları kitaplar ile beraber Tarihi Umumi ders kitapları toplamda iki cilt olarak yayınlanmıştır.
II. Meşrutiyet Döneminde Tarih Öğretimi
İkinci Meşrutiyet Dönemi’nde tarih eğitimi alanındaki sınırlamalar kalkmıştır. Öğrencilere Osmanlı tarihi ve Umumi tarih eğitimi ile beraber Asr-ı Hâzır tarihi eğitimi de verilmeye başlanmıştır. Bu dönemde okullarda tarih derslerinde kullanılması için içlerinde Ali Reşad, Mehmet Şakir ve Ahmet Refik gibi dallarında uzman araştırmacı tarihçiler çeşitli ders kitapları yayınlamışlardır. Bu dönem aynı zamanda tarih eğitimi için bir deney sürecidir. Tarih eğitiminde farklı yöntemlerin denenmesi için uygun ortamlar oluşturulmuştur. İkinci Meşrutiyet sonrası bu dönemde tarih anlayışı ve tarih eğitimini geliştirme yolunda birçok ıslahat yapılmıştır.
İstanbul’da ve dolayısı ile Osmanlı’da önemli bir eğitim merkezi olan İstanbul Darulmuâllimîn’de önemli yeniliklere yol açan Satı Bey bu dönemde Tedrisat-ı İbtidâîye Mecmuası’nda tarih eğitiminin gelişmesi için kendi görüşlerini ve yapılmasını istediği ıslahatları dile getirmiştir. Tarih eğitiminin gelişmesi için elinden geleni yapıp bu konuda araştırmalar işe kendisini geliştiren Satı Bey bu dönemde ileri sürdüğü fikirleri savunup yürürlüğe girmesi için elinden geleni yapmıştır. Osmanlı’da ve Türkiye’de tarih anlayışı ve eğitimi için önemli bir dönem olan İkinci Meşrutiyet ve sonrasındaki dönemde bu konuda gelişmeleri sağlayan en önemli etken bu ıslahata elverişli düzendir.
Osmanlı Devleti’nde 1909 yılında Tarih-i Osmani Encümeni’nin kurulması Osmanlı’da modern tarih biliminin başlangıcı olarak görülür. Her ne kadar bu kurumun açılması ile büyük bir yol kat edilmiş olsa da Osmanlı’da tarih anlayışı hâla din üzerine kuruluydu. Kurumun yayınladığı Tarih-i Osmani Encümeni Mecmuası Osmanlı tarihi üzerine yoğunlaşmış Osmanlı’nın Anadolu’daki geçmişi hakkında bilgiler vermiştir. Bununla beraber yayında Anadolu Selçukluları’ndan ve Büyük Selçuklu Devleti’nden de bahsedildiği görülmektedir. Bundan yola çıkılarak Tarih-i Osmani Encümeni’nin Osmanlı’daki tarih anlayışını az da olsa değiştirdiği görülebilir. Fakat Osmanlı’da tarih anlayışı hala bütüncül değildir. Osmanlı’daki tarihçilerin birçoğunun tek odak noktası Anadolu’daki Osmanlı tarihidir.
1912 yılında Osmanlı’daki tarih anlayışından farklı bir anlayışa sahip Türk Ocakları kuruldu. Kuruma bağlı “Türk Yurdu” dergisi Osmanlı’daki Anadolu ve Osmanlı Devleti temelli tarihe bakış açısından daha bütünsel şekilde geçmişten günümüze bütün Türk devletleri hakkında bilgi veriyordu. Türk Yurdu dergisi Türk tarihine bütünsel şekilde yaklaşmayı başarmıştı. Osmalı’da tarihe farklı bir şekilde daha bütünsel yaklaşan dergi Türk Ocakları kapanana kadar bu doğrultuda okurlarının ilgisine sunuldu.
Cumhuriyet Döneminde Tarih Eğitimi
Cumhuriyetin ilanından sonraki ilk dönemde tarih eğitimi İkinci Meşrutiyet sonrası dönemdeki tarih eğitiminden çok farklı değildi. Farklı ders kitapları yayınlanıp az da olsa gelişme sağlanmış olsa da İkinci Meşrutiyet sonrası hatalardan birçoğu hâla devam ediyordu. 1924 yılında eğitimde her kademenin tarih eğitimi müfredatlarının değişmesiyle önemli bir gelişme katedildi. Bununla beraber yeni ders kitapları da yayınlandı. Yeni müfredata göre tarih ilköğretimde kıraat ve musâhabe eğitimi olarak veriliyordu. İlköğretimdeki ilk üç sınıfın ardından dördüncü ve beşinci sınıfta genel tarih ve Türk tarihine önem veriliyordu. Tarih dersi son halinin başlangıcını ise 1926’da ilköğretim üçüncü sınıfa kadar olan tarih dersi hayat bilgisi olarak bundan sonrası için ise tarih dersi olarak okutulmuştur.
1927 ve 1928 yıllarındaki gelişmeler ile okullarda öğretilen tarih öğrenciye milli bir şuur vermeyi amaçlamıştır. Türk tarihi bütüncül şekilde, her dönemi incelenerek öğretilmeye başlanmıştır. Öğrencilere bu sayede milli bilinç kazandırılmaya çalışılmıştır. Milli değerleri ön planda tutan yeni sistemle beraber İslam tarihi tamamı ile müfredattan kalkmış, Osmanlı tarihi öğretimi de sadece padişah övgüsü olmaktan çıkmıştır. Cumhuriyetin ilk döneminde vatandaşlık bilincinin gelişimi için önemli bir değer olan tarih dersi hak ettiği değeri görmeye başlamıştır. Tarih dersinin gelişimi ile Türk tarihini bütüncül şekilde öğrenmeye başlayan öğrencilerin vatandaşlık bilinçleri gelişmiştir.
Not: Bu konuyla ilgili olarak Tarih Dersinin Amaçları Nelerdir? Tarih Neden Öğretilir? başlıklı yazımızı da inceleyebilirsiniz.