Cumhuriyet Tarihi

Mustafa Kemal Atatürk’ün Hayatında İz Bırakan Şehirler

Bu yazımızda Mustafa Kemal Atatürk’ün Hayatında İz Bırakan Şehirler başlığında bu şehirlerin Atatürk’ün düşünce yapısına etkilerini inceledik. Atatürk’ün bulunduğu şehirlerin onun düşünce yapısına etkilerinin ne olduğunu açıkladık. Atatürk’ü etkileyen şehirler yani iz bırakan şehirler:

  • Selanik
  • Manastır
  • İstanbul
  • Şam
  • Sofya

İz Bırakan Şehirler Hangileridir?

Şehirler insanlar için büyük bir önem taşır. İnsanlar şehirlere farklı değerler yüklerler ve şehirler ile insanlar arasında manevi bir bağ oluşur. Şehrin kültürel yapısı bireyin düşünce ve fikir yapısına işler. Mustafa Kemal Atatürk’ü etkileyen şehirler ise Selanik, Manastır, İstanbul, Şam ve Sofya’dır. Mustafa Kemal Atatürk bu şehirlerde eğitim ya da görevi sebebiyle bulunmuştur. Atatürk her şehirden farklı bir çıkarım yapmış ve farklı bir bilgi öğrenmiştir. Elde ettiği bilgileri ve çıkarımları kararlar verirken de kullanmıştır. İşte Mustafa Kemal Atatürk’ün hayatında iz bırakan şehirler;

Selanik

Mustafa Kemal Atatürk’ün hayatında iz bırakan şehirler arasında ilk olarak Selanik’i inceleyelim. Selanik günümüzde Yunanistan sınırları içerisinde kalmaktadır. Selanik Mustafa Kemal Atatürk’ün doğduğu ve çocukluk yıllarını geçirdiği şehirdir. 6 çocuklu bir ailenin çocuğu olan Mustafa’da ağabey ve ablaları gibi Selanik’te doğmuştur. Mustafa’nın kardeşlerinden sadece Makbule Hanım uzun süre yaşayabilmiştir. Diğer kardeşleri hastalık gibi sebeplerden dolayı vefat etmiştir.

Selanik Makedonya’nın en güzide kentlerinden biriydi. Coğrafi konumu sebebiyle denizlerle bağlantısı vardı ve büyük bir liman kentiydi. Demir yolları ve limanları sayesinde ise ticarete açık bir şehirdi. Ulaşım yollarının çok ve çeşitli olması Selanik şehrini adeta bir ticaret merkezi haline getirmişti. Selanik’in bir ticaret şehri olması şehirde farklı kültürden insanların bir arada yaşamasına gerekçe hazırlamıştır. Selanik etnik bir yapıya sahipti. Rum, Sırp, Ermeni, din, mezhep, ırk ayrımı yapılmaksızın herkes hoşgörü içinde yaşamaktaydı. Farklı millet, ırk ve dine sahip insanların bir arada yaşaması o toplumun birbirlerine saygı duyarak yaşamasını sağlamıştı.Selanik şehrinde kilise, cami ve sinagogu bir sokak üzerinde görmek mümkündü. Selanik şehrinin insanları birbirlerine saygı duyuyorlardı ve hoşgörü ile yaşıyorlardı. Mustafa Kemal Atatürk Selanik’te farklı kültürlerle karşı karşıya kalmıştır. Atatürk’ün farklı kültürlerle karşı karşıya kalması onun hoşgörülü bir anlayışa sahip olmasını sağlamıştır.

Selanik şehrinin etnik bir yapıya sahip olması Fransız İhtilalinden etkilenmesini sağlamıştır. Farklı milletten insanlar, kendi milletinden bireyler ile bir araya gelerek kalkışmalar yapmışlardır. Fransız İhtilalinden etkilenen Selanik şehrinin hoşgörülü ve saygılı yapısı zamanla yıkılmıştır. Şehir genelinde kargaşa ve çatışmalar meydana gelmeye başlamıştır. Atatürk Fransız İhtilalinden ve çocukluğunu geçirdiği Selanik şehrinden çıkarımlar yaparak Türk milletinin devleti olan Türkiye Cumhuriyeti Devletini kurmuştur. Kendini Türk hisseden her bireyin Türk kabul edileceğini de ekleyip Selanik ve Osmanlı Devletinde de olduğu gibi iç meselelerin önüne geçmeye çalışmıştır.
Mustafa Kemal çocukluk yıllarını geçirdiği Selanik’ten ayrıldıktan sonra askeri görevi nedeni ile 1907 yılında tekrardan Selanik’te yaşamaya başlamıştır. Selanik şehrine tekrar döndüğünde gizli bir şekilde kuruluş olan İttihat ve Terakki Cemiyeti faaliyet halindeydi. Mustafa Kemal’de bu cemiyete katıldı. Daha sonra İttihat ve Terakki Cemiyeti amacından saptı cemiyetin kararları ve tutumları Mustafa Kemal’i rahatsız etmeye başlamıştı. Ardından Mustafa Kemal Cemiyetten ayrıldı ve sadece askeri kariyerine ağırlık vermiştir.

Manastır

Mustafa Kemal Atatürk’ün hayatında iz bırakan şehirler arasında ikinci olarak Manastır’ı inceleyelim. Manastır Osmanlı Döneminden beri pek çok devletin elçilerine ve konsolosluklarına ev sahipliği yapmıştır bu nedenle konsolosluk şehri olarak biliniyordu. Manastır ekonomik açıdan gelişmiş bir şehirdi ve halkı bir kültürel birikime sahipti. Demir yolları ile Selanik’e bağlıydı bu yüzden ticari olarak gelişiyordu. Farklı dinden ve milletten insanlar bir arada yaşıyordu fakat Sırbistan, Yunanistan ve Bulgaristan‘ın kiliseler yolu ile şehri ele geçirme eğilimleri vardı. Mustafa Kemal Manastırda eğitim amaçlı bulunmuştu. Mustafa Kemal, Askeri idadiyi Manastır kentinde okumuştu.

Balkanlardaki Fransız İhtilali kaynaklı milliyetçilik ayaklanmaları Manastırda da etkisini göstermeye başlamıştır. Mustafa Kemal Manastır Askeri İdadisinde eğitim aldığı yıllarda bu ayaklanma ve hareketliliği yakından takip ediyor, öğretmen ve arkadaşlarıyla sık sık bu konu hakkında konuşuyordu. Mustafa Kemal Manastır’da bulunduğu esnada oldukça fazla siyaset adamı ile yakından irtibata geçmiştir. Farklı devletlerin konsoloslukları ile konuşmuş Osmanlı Devleti dışındaki diğer devletlerin de siyasi durumu hakkında bilgi sahibi olmuştur. Farklı ülkelerin devlet adamları ile konuşması Mustafa Kemal’i diğer yönetim biçimleri hakkında bilgi sahibi yapmıştır.

Mustafa Kemal idadi yıllarında tarihe ilgi duymuştur. Türk tarihi ile yakından ilgilenmiştir. Edebiyat öğretmeni olan Mehmet Emin Yurdakul’dan türkçülük ve milliyetçilik kavramlarını öğrenmiştir. Mustafa Kemal Fransızca dersinin kötü olması sebebiyle okul dışında ek olarak Fransızca eğitimi almış ve Fransızca dergiler okumaya başlamıştır.Jean Jacques Rousseau, Montesquieu ve Voltaire gibi Fransız yazarlardan özgürlük gibi kavramaları öğrenmiştir.Fransızca dili sayesinde Fransız kültürü ile bu yıllarda çok fazla iç içe olmuştur.

Sınıf arkadaşı olan Ömer Naci ile iyi anlaşan Mustafa Kemal, Ömer Naci’nin de etkisinde kalarak hilafet sanatına ilgi duymaya başlamıştır. Mustafa Kemal ve Ömer Naci sürekli bir araya gelerek hilafet sanatı hakkında konuşuyorlardı. Mustafa Kemal hilafet sanatına çok fazla ilgi duymaya başlamıştı, bu ilgi ders notlarına ve siyasi görüşüne de yansımaya başlamıştı. Öğretmenleri ve çevresi tarafından uyarılan Mustafa Kemal, toparlanıp tekrardan derslerine ve politikaya yoğunlaşmıştır.
Mustafa Kemal’in idadi yıllarında Türk-Yunan savaşı başlamıştı. Mustafa Kemal’in arkadaşları bu savaşa katılmak için yazıldılar. Mustafa Kemal arkadaşları ve döneminin erkekleri vatan için savaşırken kendisinin savaşa katılımda bulunamaması ona çok ağır gelmişti. Savaşa katılmak için yazıldığında ise isteği reddedilmişti. Osmalı Devleti Türk- Yunan savaşını kazanmıştı fakat masa başında istediğini alamayan Osmanlı Devleti’nin uluslararası anlamda söz geçiremediğini ve belli bir konumunun olmadığı görülmektedir. Mustafa Kemal yaşanan savaştan sonra diplomatik gücün askeri güç kadar önemli olduğu çıkarımına vardı.

İstanbul

İstanbul Osmanlı Devleti’nin başkentidir ve Mustafa Kemal’in İstanbul’a gelmesi eğitim amaçlıdır. Mustafa Kemal, İstanbul Harp Okulu‘nu ve İstanbul Harp Akademisi’nde okumuştur. Osmanlı Devleti’nin başkenti olan İstanbulda devletin iç meseleleri ile ilgili bilgi sahibi olmak daha kolaydı. Mustafa Kemal İstanbul’da iç sorunlar ile daha yakından ilgilenmiştir. İstanbul’da Osmanlı Devleti’nin siyasi yapısını inceleme imkanına sahip olmuştur. İç meseler ile daha yakından ilgilenen Mustafa Kemal devletin kurtuluşu için düşünmeye ve planlar yapmaya başlamıştır. Yaşanan olayların İstanbul merkezinde daha kolay öğrenildiği için Mustafa Kemal’in İstanbul’ da yaşaması olaylardan daha kısa süre içerisinde haberdar olmasını sağlamıştır.

İstanbul’da bulunduğu zamanlarda okuldan sonra arkadaşlarıyla çoğu zaman bir sınıfta olmak üzere toplanıyordular. Ülkenin siyasi ve ekonomik durumu hakkında saatler süren konuşmalar yapıyorlardı. Mustafa Kemal, Osmanlı Devleti’nin geleceğinden endişeleniyordu. Ülkenin geleceğinden şüphelenen Mustafa Kemal ve arkadaşları bir araya gelerek dergi çıkarmaya karar verdiler ve dergiyi Mustafa Kemal yönetiyordu. Mustafa Kemal ve arkadaşları bir araya gelerek siyasi içerikli bir dergi çıkarttılar. Derginin basılması ve organize edilmesi gibi işlerin başında Mustafa Kemal’in olması onun liderlik özelliğini geliştiriyordu. Mustafa Kemal geliştirmeye başladığı liderlik özelliğini ilerleyen yıllarda savaşlarda ve alınması gereken kararlarda kullanıcaktır. Arkadaşları Mustafa Kemal’in çok büyük hedefleri olduğunu söylüyorlar. Bazı bireyler Mustafa Kemal için hayalperest demiştir fakat Mustafa Kemal her adımını belli bir plan çerçevesi içinde atıyordu. Her hareketini tartarak ve ölçerek yapıyordu. Bu özellikleri onun hayalperest olmadığını kanıtlar niteliktedir.

Mustafa Kemal, İstanbul’da düşünce yapısını daha nesnel şeylerle meşgul edebilecek kitaplara yöneldi. Artık daha genel düşünüyor ve daha olumlu kararlar alabiliyordu. Kararlarının hayal ürünü olmamasına dikkat ediyordu gerçekçiliğe inanıyor ve hayali kararlardan uzak duruyordu.
İstanbul Avrupa elçilerinin çok fazla olduğu bir kentti. Neredeyse her gün tiyatro, konser, balo gibi sosyal ve sanatsal etkinlikler düzeniyordu. Mustafa Kemal İstanbul’da sanatla ilgilenmiştir. Farklı konserlere katılmış, tiyatro oyunları izlemiştir. Mustafa Kemal’in sanata olan saygısı, hayranlığı ve verdiği büyük değer bu yıllarda ortaya çıkmaya başlamıştır. Öyle ki ilerleyen zamanlarda dans etmek en büyük hobileri arasında yer alıcaktır ve “Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.” veya “Aydın ve dindar olan milletimiz, ilerlemenin sebeplerinden biri olan heykeltıraşlığı en üst derecede ilerletecek ve memleketimizin her köşesinde atalarımızın ve bunlardan sonra yetişecek evlatlarımızın hatıralarını güzel heykellerle dünyaya ilan edecektir.” gibi sözler söyleyecektir.

Şam

Mustafa Kemal Şam’a askeri görevi sebebi ile gelmiştir. 1905 yılında 5. Orduya atanmıştır. Şam ve çevresindeki bölgenin çoğunluğunu Araplar oluşturmaktaydı. Şam’da Osmanlı Devleti’nin yönetiminden hoşnut olmayan Araplar sürekli isyan içindeydiler. Mustafa Kemal’in görevi de Araplar tarafından meydana gelen ayaklanmaları ve kargaşaları önlemekti. Mustafa Kemal, Arapların Osmanlı devletinden ayrılma isteklerine ve yaptıkları kalkışmalara ilk kez Şam’da tanık oldu. Mustafa Kemal askeri görevi ile ilgilenirken aynı zamanda siyasi olarak da çalışmak ve gelişmek istiyordu bunun için Vatan ve Hürriyet Cemiyeti’ni kurdu.

Sofya

Mustafa Kemal, Balkan Savaşlarının ardından Sofya’ya ateşemiliter olarak atandı. Mustafa Kemal Sofya’da ilk önce bir otelde kaldı fakat zaman ilerledikçe otel masraflarını ödeyemez hale gelince Alman bir ailenin yanında kalmaya başlamıştır. Alman ailenin yanında kalırken Alman kültürünü yakından tanıma imkanına sahip olmuştur. Alman ailenin yanında kalmasının bir diğer olumlu yanı ise Almancasını da geliştirme imkanı buldu. Sofya’da yaşadığı esnada Bulgaristan’da yaşayan Türkler ile yakından iletişim halinde oldu. Türklerin sorunları ile ilgilendi ve farklı çözümler üretti.Atatürk’ün Türk halkına destek çıkmasını ve onların sorunları ile ilgilenmesi Mustafa Kemal’in Türkçülük ve Milletçiliğe olan bağı ortaya çıkmaktadır. Sofya’da düzenlenen bir kostüm partisine Mustafa Kemal’de davet edilmiştir. Mustafa Kemal ilk etapta ne giymesi gerektiğine karar verememiştir fakat ilerleyen zamanda bir yeniçeri kostümü giymeye karar vermiştir. Kostüm partisinde tüm dikkat ve ilgi Mustafa Kemal üzerinde toplanmıştır. Mustafa Kemal’in. kostüm partisinde yeniçeri kostümü giymesi Türkçülük ve milliyetçiliğinin bir diğer göstergesidir.

Mustafa Kemal, Sofya’da Bulgar ordusunun askeri yapısını ve değerlerini de yakından öğrenme imkanına sahip oldu. Bulgar ordusunun askeri düzeni ve disiplini hakkında bilgi edinme imkanına sahip oldu. Avrupa’nın elçileri ve devlet adamları ile sürekli iletişim halinde olan Mustafa Kemal Avrupa Devletleri’nin iç meseleleri ile yakından ilgilenme ve diğer devletlerin iç sorunları hakkında bilgi sahibi olma imkanına sahip olmuştur.

Mustafa Kemal Sofya’da Bulgarların yönetim şeklini inceledi ve bir devlet için en iyi yönetim şeklinin Demokrasi olabileceğine karar verdi. Daha sonra kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni de bu yönetim şekli ile yönetmiştir.Mustafa Kemal Atatürk her zaman monarşiye karşı durmuştur. Devlet adamlarının seçilmesinde halkın oy sahibi olmasını istemiştir. Mustafa Kemal Atatürk devletin aldığı kararların toplumun tümünü ilgilendirdiğini ve bu kararların alınmasında da toplumun söz sahibi olması gerektiğini savunmaktadır. Günümüz Türkiye Cumhuriyeti Devletinde de milletvekilleri halkı temsil eder. Halk oylaması ile devlet kararlarını alır ve devlet adamları iktidara geçer. Mustafa Kemal Sofya’da yaşadığı yıllarda Türkiye Cumhuriyeti Devletini’nin yönetim biçiminin nasıl olması gerektiğini öngörmüştür.

Not: Bu konuyla ilgili olarak Mustafa Kemal Atatürk Kimdir? Askeri ve Siyasi Hayatı (Tüm Ayrıntılarıyla) başlıklı yazımızı da inceleyebilirsiniz.

Bir Yorum

  1. Çok güzel bir yazı olmuş ellerinize sağlık yazdığım araştırma ödevinde kullandım. Ellerinize sağlık.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu Konuyla İlgili Yazılar

Başa dön tuşu

Metin kopyalamanın açılabilmesi için
lütfen web sitemizdeki herhangi bir reklama
tıklayarak bize destek olunuz.

Kapalı

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyicinizi kapatarak bize destek olunuz. Anlayışınız için teşekkür ederiz.