İstanbul’un Fethinin Sebepleri Nelerdir? (Maddeler Halinde)
Bu yazımızda İstanbul’un Fethinin sebepleri nedir? sorusunu maddeler halinde ve ayrıntılı olarak yanıtladık. İşte tüm ayrıntılarıyla İstanbul’un Fethinin sebepleri;
Bu Yazının İçindeki Başlıklar:
İstanbul’un Fethinin Sebepleri Nelerdir?
İstanbul’un ele geçirilmesi, iki kıta üzerinde hakimiyet kurmaya başlamış olan ve bu iki kıtadaki mutlak hakimiyeti sağlamak yönünde attığı adımları temellendirebilmesi bağlamında Osmanlı Devleti’nin gelişmesi konusunda gerek Karadeniz’i iç deniz haline getirmenin kattığı güç sebebiyle siyasi önem taşımaktadır. Boğazların kontrolü noktasında taşınan mallar sebebiyle ekonomik önemdedir. Toprak bütünlüğünü sağlayıp kara ticaretini geliştirmesi sebebiyle ticari önemi vardır. Toprak bütünlüğünü sağlayıp asker akışını kolaylaştırması açısından ise jeopolitik temelde fazlaca önem taşımaktadır. İstanbul’un Fethinin sebepleri;
- İstanbul’un jeopolitik konumunun önemli olması
- Osmanlı toprak bütünlüğünün sağlanmak istenmesi
- Doğu Roma’nın Haçlıları ve Anadolu beyliklerini Osmanlıya karşı kışkırtması
- Doğu Roma’nın saltanat iddiasında bulunan şehzadeleri destekleyerek Osmanlı’da iç karışıklık çıkarmaya çalışması
- Doğu Roma’nın, Osmanlı ordusunun Anadolu’dan Rumeli’ye, Rumeli’den Anadolu’ya geçişini zorlaştırması
- İstanbul’un alınmasıyla, Avrupa’nın Türkleri Balkanlardan atma ümidinin sona ereceği düşüncesi
- Anadolu, Marmara ve Rumeli’nin güvenliğinin sağlanmak istenmesi
- İstanbul’un önemli bir ticaret merkezi olması
- Kara ve deniz ticaret yollarının, özellikle İpek Yolu’nun İstanbul’dan geçmesi
- Hz. Peygamberin şehrin fethi müjdesini yüzyıllar öncesinde vermesi
- İstanbul’un, Hıristiyanlığın doğudaki son büyük kalesi olması
İstanbul’un Jeopolitik Önemi
Bunun nedeni Osmanlı Devleti’nin Avrupa ve Asya’daki topraklarının ancak bu şekilde birbirine bağlanabilmesi dolayısıyla Balkanlarda sadece bu yolla bir egemenlik kurulmasının mümkün olmasıdır. Bu sebeple Osmanlı Devleti’nin başkentinin İstanbul yapılması gerekliydi. Fatih Sultan Mehmet boğazlara iki tarafındaki toprak parçalarını ele geçirip kara yoluyla hakimiyetin net bir şekilde kurulmaması durumunda tümüyle egemen olunmadıkça vatanın tam bir güvenlik içinde bulunamayacağının farkındaydı. Zorda kalındığı durumlarda Anadolu’dan Rumeli’ye veya belirtilen durumun tam tersi niteliğinde bulunmakta olan Rumeli’den Anadolu’ya yani kısaca özetlemiş hali ile kara kuvvetleri bağlamında askeri birliklerin hareketliliği sağlanmalıydı. Bu doğrultuda rahatlıkla kuvvet aktarılabilmek mümkün hale gelmeliydi.
Toprak Bütünlüğü Sağlamak
Yukarıda uzun uzun listelenmiş nedenler sebebiyle başka devletlerin elinde bulunması durumunda toprak bütünlüğünü bozar nitelikte ve durumda olması sebebiyle iç güvenliğe karşı bir tehdit durumunda bulunmakta ve değerlendirilmekte olan İstanbul, Rumların hakimiyetinde bulunduğu sürece Osmanlıyı rahat ettirebilecek halde değildir. Durum ve günün şartları sebebiyle rahat ortam mevcut bulunur durumda değildi.
Deniz Ticaretini Canlandırmak
Osmanlı Devleti, deniz ticaretini canlandırmak, kalkındırmak ve boğazların iki tarafındaki kara parçasını ele geçirmek ve karadan müdahale şeklinde baskı kurmanın sonucu olarak hakimi olmak için kesinlikle ve bir an önce İstanbul’u ele geçirmiş olunmalıydı. Boğazlarda hakimiyet kurmuş bulunmalıydı. Jeopolitik, ekonomik, siyasi ve ticari önemi olan İstanbul’u ele geçirerek Karadeniz’i çepeçevre sarmak suretiyle bir iç deniz haline getirmek mümkün olabilirdi. Akdeniz ticaretindeki konuştuğunda sözü geçen devletlerden biri haline gelebilirdi.
Ticaret Yollarını Ele Geçirmek
İstanbul’un fethi ile doğu ve kuzey Avrupa’dan gelmekte olan ticaret yollarıyla Karadeniz ve Akdeniz arasındaki su yollarının kontrolü de Osmanlıların bünyesinde olmaya başlayacağı gibi Osmanlı Devleti ekonomik ve ticari açıdan güç kazanacaktı.
Bizans Devleti’ne Son Vermek
Bizans Devleti, Osmanlı Devleti’nin toprak bütünlüğünü sağlamasını engelliyordu. Osmanlılara karşı gelmesi için Hristiyan Batı alemini Haçlı Seferlerini yapmaya tahrik ediyordu. Saltanata sahip olma iddiasında bulunan Osmanlı şehzadelerini koruyup destekleyerek, devleti devamlı bir iç savaş riskiyle karşı karşıya bırakıyordu. İstanbul fethedilirse bütün bu olumsuzluklar son bulacaktı.
Avrupa’nın Birleşmesini Engellemek
Bunun yanı sıra İstanbul’un ele geçirilmesiyle Bizans’a son verilecekti. Bizans İmparatorluğu’ndan aldığı destekler ile var olan Mora Despotluğu ve Trabzon Pontus Rum Devleti gibi siyasi yapılanmaların da sonu gelecekti. İstanbul’un ele geçirilmesiyle Katolik ve Ortodoks kiliseleri birbirlerinden ayrılacaktı. Hristiyan aleminin bütünlüğü yok olacaktı. Böylece Fatih asla birleşmeyi kabul etmemiş olan Rumların takdirini ve gönlünü kazanmış olacaktı. Çünkü uzun zamandan beri süregelen Bizans’taki Roma kilisesi ve Ortodoks kilisesinin birleştirilip birleştirilmeme meselesi fazlaca önemli bir hale bürünmüştür. Bizans imparatorları, Roma kilisesi vasıtasıyla Hristiyan camiasına yardım edebilmek için Ortodoks ve Roma kiliselerinin tek çatı altında toplanmasını talep ediyorlardı. Halkın birleşme fikrini kabul etmemesine rağmen imparator Konstantin’in Papalık ile anlaşarak birleşmeyi ilan etmiştir. İstanbul’un alınmasıyla ve Fatih’in bu birleşmeye son darbeyi vurması ile son bulmuştur.
Hz. Muhammed’in Hadis-i Şerifini Yerine Getirmek
Bunun dışında İstanbul’un fethedilmesi Türk ve İslam alemleri için Hz. Muhammed’in şu hadisi sebebiyle önem sahibi bir hale gelmiş bulunmaktadır: “İstanbul muhakkak fetholunacaktır. Onu fetheden komutan ne güzel komutan ve onun askeri ne güzel askerdir”. Bu hadis, Emevi, Abbasi ve Osmanlı dönemlerinde Müslümanları İstanbul fethine yönlendirmekte fazlaca öncü olmuştur. Fazla siyasi önem arz eden İstanbul seferlerine din bağlamında bir nedenselleme eklenmiştir. Böylece zaferin kutsal bir hedef olduğuna dair bir inancın doğmasına sebep olmuştur. Buna karşın İstanbul, Emeviler ve Abbasiler’in kuşatmalarıyla ele geçirilememiş olan İstanbul, Hz. Peygamber’in, İstanbul’un ele geçireni ve bunu yapacak orduyu kutsal ilan etmiş olması sebebiyle Fatih Sultan Mehmet’i bu kutlu ilanı gerçekleştirmeye ve hadise takipçi olmaya itmiştir.
İstanbul’un Fethinin Nedenleri (Maddeler Halinde)
- İstanbul, bulunduğu konumun iki farklı kıtayı bağlaması, Karadeniz’e tek geçiş olması, en önemli boğazlardan birini mesken tutması ve benzeri sebeplerden kaynaklanmış bulunmakta olan jeopolitik ve stratejik önemi dolayısı ile tarihten beri süregelen bir şekilde hemen hemen ve sıklıkla her milletin ilgisini ve alakasını çekmiştir. Bunun sebebi İstanbul’un coğrafi konumu yani iki farklı kıtayı bağlaması, Karadeniz’e tek geçiş olması, en önemli boğazlardan birini mesken tutması ve benzeri itibariyle dünya içi bir hayli önemli bir durumda bulunmakta olan kara ve deniz yollarının geçiş noktası üzerinde bir konuma sahip bir durumda bulunmaktadır.
- Tarihin durdurulamaz ve başlangıçtan beri herhangi bir kesintiye veya duraksamaya uğramamış olan akışının içerisinde ve süresinde bulunmakta olan bu şehir, ticaret yollarının bir araya geldiği bir merkez haline gelerek oldukça önemli bir noktaya gelişmiştir.
- Bunun yanı sıra İstanbul’un Akdeniz ve Karadeniz kültürlerini bir araya getiren bir boğaza sahip olan bir durumda bulunuyor olma olgusu, şehre ayrı ve başka herhangi bir şehri kontrol ederek veya ele geçirilerek elde edilemeyecek bir önem kazandırmıştır.
- Rumeli ve Anadolu toprakları sadece İstanbul’un alınması ile birbirine bağlanabilirdi. Rumeli’de mutlak bir hâkimiyet kurulabilirdi.
- İstanbul’un alınmasıyla deniz ve kara yolu ticareti Osmanlı hakimiyetine geçerek önemli bir ekonomik, maddi ve parasal kazanç elde edilecekti.
- Roma’nın devamı olarak nitelendirilmekte olan Bizans hem Avrupalıları Osmanlı’ya karşı harekete geçmeye çağırıyordu. Hem de bununla kalmamak suretiyle şehzadeleri kullanma yoluyla Osmanlı’da bulunan veraset işlerine çomak sokuyor ve karışıyordu.
- Anadolu’daki Türk birliğinin kurulmasını engellemek için de Anadolu Türk beyliklerini Osmanlılara karşı harekete geçmeye ve isyan ederek Osmanlıyı zor durumda bırakmaya teşvik ediyordu.
- Ayrıca İstanbul’un Fethi müjdesini bildiren İslami geleneğin ve bahsedilen hadisin gerçekleşmiş olması, İstanbul’un fatihi olacak sultana büyük bir manevi güç sağlayacaktı. Bu sebeple da II. Mehmet, Müslümanların bir amacı olan İstanbul’u fethederek Hz. Muhammed’in övgüsüne layık olmayı arzuluyordu.
Siyasi olarak
çok iyi ama çok uzun cevaplar var yazması zor her neyse çok teşekkürler
Çıkan sonuç işime yaramadı.
”Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u neden başkent yapmıi olabilir? Sebeplerini yazınız.” dedim bu yazı(lar) çıktı.