İslam Tarihi

Hadarilik Nedir? Bedevilik ve Hadarilik Farkları

Bu yazımızda Hadarilik nedir? Hadarilik yaşam biçimin özellikleri nelerdir? Bedevilik ile Hadarilik arasındaki farklar nelerdir? sorularını yanıtladık. Hadarilik hakkında ayrıntılı bilgi verdik.

Hadarilik Nedir?

Arap Yarımadasındaki topluluklar iki şekilde bölünmüştür: Hadarilik ve Bedevilik. Hadarilik, kelime anlamı olarak hazır olma anlamına gelmektedir. Hadarilik terimsel anlam olarak da eskiden Arap yarımadasında olan bir kişinin veya toplumun o bölgelerde yerleşik olarak yaşamasıdır. Hadarilik kavramına şehircilik, yerleşiklik veya göçebe olmayan da denebilir.

Hadarilik ve Bedevilik birbirlerinin tersi olarak bilinir. Bedevilik göçmen olan kişilere, Hadariler ise Arap yarımadasında yaşayan yerleşik kişilere denir. Hadarilik, bedevi olan toplumların yerleşik kalma isteği sonucu oluşmuştur. Hadarilik bedevilikten daha sonra ortaya çıkmıştır çünkü o zamanlar Arap Yarımadasında sürekli savaşlar ve fetihler olmaktaydı ve insanların bir süre kaldığı topraklar düşmanlar tarafından işgal edildiği için oradan göç edilirdi. Sonradan savaşlar azalmış ve o topraklardaki verim sonradan keşfedildiği için hadarilik daha sonradan açığa çıkmıştır. Hadari olan insanlara “güçlü, hırslı, kararlı veya istikrarlı” demek mümkündür çünkü orada kalan insanlar uzun zaman boyunca sadece tek bir bölgede yaşamışlardır. Fakat bedevi yaşayan kişilerde bu kararlılık yoktur çünkü bedeviler mevsime, zamana, kişiye ve duruma göre bir yerden başka yere göçerler.

Hadarilik Özellikleri
Hadarilik Nedir?

Hadari Kimdir?

Hadari olan kişinin ise olduğu yer bellidir çünkü onlar belirli bir coğrafi bölgede, bir yurt üzerinde karar kılıp, oraya yerleşmişlerdir (yerleşik olmuşlardır). Birçok sayıda insanın birtakım sebeplerden dolayı (alanın güzel olması, yerleşik olma isteği vb.) belirli bir yerde yerleşmesi sonucunda yerleşilen yerler küçük yerleşim birimleri olan kasaba, köy; küçük yerleşim birimlerine daha çok insan yerleştiği zaman büyük birimlere yani şehir ve beldelere dönüşür. Fakat İbn Haldun’a göre orada yerleşik olmasına rağmen ormanda, mağarada, çadırlarda ve sahrada, obalarda, yurtlarda, köylerde ve daha küçük yerleşme alanlarında kalıcı olarak yaşamak hadarilik olmamaktadır. Bedevi olan toplumun, hadari bir toplum haline gelebilmesi için kaçınılmaz ve gerekli bir süreç vardır.

Bu yaşanan süreç, bedevi olan toplumun bedevilik derecesi dahil olmak üzere, bir takım tabii, coğrafi, maddi, sosyolojik ve özellikle iktisadi konularla çok fazla ilgilidir. Hiçbir bedeviliğe yatkın bir topluluk bir anda hadari bir toplum olamaz. Hadari olmak isteyen göçebe bir topluluk hadari olabilmek için belirli bir güce ve daha fazlasına ulaşabilmesi için hırs gereklidir. Yoksa hemen hadari olmaya çalışan bir toplum çeşitli etkenlerden dolayı dağılabilir hatta eskisi kadar güçleri kalmayabilir. Kimi bedeviliğe uyan topluluklar tarımla uğraştıkları halde, çoğunlukla bedevilerin geçim kaynağı doğrudan doğada olan zenginliklerdendir.

Hadarilerin Geçim Kaynakları

Bu yüzden bedevi olan toplulukların geçim kaynakları avcılık, hayvancılık, ziraatçilik ve toplayıcılık idi. Kocaman şehir merkezlerinde hadari olarak yaşamına devam eden medeni topluluklar ise geçimlerini daha başka şekillerle ve daha başka yollarla karşılarlar. Orada ilişkiler organize olmuş, insanlar arasında iş bölümü teşekkül etmiş ve insanlar orada hayatına devam etmektedir. Teknik, bilim, zanaat, sanat, ticaret ve hırfet, alım ve verim, iş birliği ve başka bir konuda fikir çatışması yapmak hadari olan kişilerin hayatında günlük belli başlı yaptıkları faaliyetlerdendir.

Bedevi olan toplumlar işlenmemiş ve ilkel mahsuller üretirken, hadari olan topluluklar ise birçok çeşit zanaat ve tekniklerle işlenmiş yarı işlenmiş mamul veya tam işlenmiş mamul ürünler ve çeşitli maddeler üretirler. Bu büyük fark, hadariler ile bedeviler arasındaki ticari, iktisadi ve bir bakımdan sosyal anlamda münasebetlerde eşitliğin her zaman hadari olan toplulukların avantajına, bedevi olan toplulukların ise dezavantajının gelişmesine sebep olur. Bu yüzden bedevi olan topluluklar pazarlama ve alım-satım konusunda hadari olan topluluklara karşı bağımlı duruma gelir.

Hadarilerde Ticaret

Bedevi olan topluluklar, hadari olan topluluklara işlenmemiş veya ham madde, mamul ve mallar satarlar, hadari olan topluluklar da o mamul, madde ve malları belirli araçlarla veya elleriyle son şeklini verip, bedevi olan topluluklara güzel bir şekilde işlenmiş ince sanat mallarını ve üstün tekniklerle son haline dönüşmüş mamul ve maddeleri bedevi olan topluluklardan satın aldığı fiyattan daha çok pahalı bir şekilde bedevi olan topluluklara satarlar. Bu olay da bedevi olan toplumların ticaret ve alım-verim konusunda daime hadari olan toplumların işlemlerine muhtaçları olduklarının kanıtıdır. Ayrıca bedevi olan toplulukların ve kavimlerin geçmiş tecrübeleri bedevi olan toplulukların birçoğu her zaman günün birinde hadari olan bir toplum olmak istemişlerdir ve bunun için çalışmışlardır. Yeterli bir boyuta ve güce ulaşan bedevi topluluklar hadari topluluk olma düşlerini başarıya ulaştırmışlardır. Hadari olmaya çalışıp, bunu başaramayan bedevi topluluklar ise hadarilere mecburen boyun eğmeye devam etmişlerdir.

Hadarilerde Sosyal Hayat

O zamanlar Arap Yarımadasındaki tüm bedevi olan ve bedevi olmayan kabileler hadari olan bir topluluk olmak isterdi çünkü hadari olan toplulukların belirli bir düzeni vardı. Hadari olan bir insan her gün işine 1 saat kala kalkar kendisinin de içerisinde bulunduğu hadari olan topluluğa daha fazla güç vermek, topluluğu kalkındırmak ve kendisi ile ailesini kalkındırmak için sahip olduğu işi belirli bir süre boyunca yapar, iş süresi bittikten sonra ise kendisine ait uzun süre yaşayabileceği evinde kendisine vakit ayırırlardı. Uyuma vakti geldiği zaman ise bedevi olan topluluklar gibi belirli bir alanda sıkışarak uyumak yerine kendi evlerinin içindeki yataklara yatarlardı. Ayrıca işini yaptıkları yerden ihtiyacı olan şeyleri yürüme ve arama zahmeti bulunmadan (Pazarda çalışmak mesela, ihtiyacı olan sebze ve meyve varsa yanındaki satıcıya sorması, satıcıda istediği meyve ve sebzeyi alması yeterli) alabilirlerdi.

Ayrıca hadari olan toplumda yaşayan bir insanın hayatı bedevi olan topluluklarda yaşayan bir insanın hayatından daha kolaydı çünkü hadari olan bir toplulukta yaşayan bir insan sadece kendisinin sahip olduğu kolay şartlarda kendi işlerini belirli bir düzene göre yaparlardı. Bazen ek işleri olsa da çok ağır olmazdı. Fakat bedevi olan bir toplulukta yaşayan bir insanın ise her gün ne yapacağı belli değildi. Her gün mutlaka çöl sıcağında develeriyle birlikte başka bir yere göç ederlerdi. Hatta develeri sakatlandığında develerin taşıdığı yükü kendileri taşırdı ve gidilecek yolu kendi ayaklarıyla çöl kumuna basa basa giderlerdi. Ve bedevi olan toplulukların neye uğrayacakları hiçbir zaman belli değildi. Yağmacılar ve hırsızlar bazen bedevi olan topluluğa dalıp bedevilerin tüm mallarını olabildiğince hızlı yağmalıyorlardı, hatta bedevi topluluğunun fazla direnmesi sonucu yağmacılar onlara savaş açabiliyorlardı ve bedevi topluluğundaki direnen insanların tümünü katledip, tüm mallarını çalabiliyordu.

Hadarilik Özellikleri
Suudi Arabistan’da Geçmişte Hadarilerin Yaşadığı Bir Şehir

Bedevilik ve Hadarilik Farkları Nelerdir?

Hayatta kalanların ise sorumluluğu çok fazla oluyordu. Çünkü hem kendilerini hem de diğer yaşayan yaralı ve ağır yaralı varsa yardım etmesi gerekirdi. Ve duygusal olarak da bir sorumlulukları olurdu. Çünkü ölen kişiler ailesinin herhangi bir parçası veya sürünün lideri olabilirdi. Bu ölen insanları belirli bir yere sürükleyip onları geriye bırakmak ve onları olabildiğince hızlı ve çabuk unutmak yağma sonrasında yaşayan insanların sorumluluklarından biri olurdu. O yüzden bedevi olan toplulukta yaşayan bir insan her gün farklı görevlere sahip olabiliyordu. Bu görevler güvenlikleri ve yaşamları için çok ağır olabiliyordu. Hatta bununla kalmayıp planlar istendiği gibi olmayınca daha fazla ek görevleri oluyordu. Bu ağır sorumlulukları kaldırmayan bazı insanlar bedevi olan topluluktan ayrılıyordu. Sakatlanabiliyor hatta ölüyordu. Ama ne yazık ki bedevi olan topluluktaki insanlar sadece bu sebepten ölmüyordu.

Çölde su bulmak çok zordu ve nazaran yiyecek bulmak da çok zordu. O yüzden bedevi insanları uzun süre aç kalıp bir deri bir kemik olabiliyordu ve açlık ile susuzluğa dayanamayanlar ölüyordu. Onun dışında birçok görevleri vardır ve her görev birbirinden zordur. Para kazanmak bedeviler için çok kolay olmuyordu çünkü sahip oldukları malları satmaları gerekirdi ve bunun için çok yol kat ederlerdi. Mallarını sattıkları zaman bile çok iyi para kazanamıyorlardı. Çünkü sattıkları malların genelde işlenmiş olması gerekirdi. Bunun işlenme işlemi için de sattıkları miktardan daha fazla para ederdi. Bu malları işlenmiş şekilde satarlardı. Bu yüzden bedevi olan toplulukta yaşayan insanlar hadari bir toplum olmak isterlerdi.

İbn Haldun ve Hadarilik

Gene de İbn Haldun sosyolojik ve tarihi gerçekliği tasvir edip tespit etmeye çalışırken, değer hükmü ortaya koymaktan özellikle kaçınmıyor. Çünkü ona göre hadarilik de bedevilik de tarihsel gelişimde kaçınılmaz ve tabii bir olaydır. Bu yüzden ahlak konusunda hadari hayat tarzına göre bedevi hayat tarzını küçümsemek, aşağılamak için haklı ve makul bir neden yoktur. Kaldı ki hem bedevi topluluğunun hem de hadari topluluğunun da kendilerine göre kültür anlayışı ve kendilerine göre gelişmiş ahlak anlayışları vardır. İbn Haldun,bu konuda ”ümran” olarak nitelendirilen kavramı kullanarak, ümranın hem hadarilerin hem de bedevilerin kendilerine göre gelişmiş yaşam tarzlarını ifade edebileceğini söyler. Göçebe yaşam yaşan bedevi toplumunun siyasi sistemleri karşılıklı rızaya, riyasete, kabul etmeye ve gelişmiş olan köklü törelere bağlı iken, Hadari olan topluluklar mülk ile mal içinde ve geliştirilmiş bir siyasi organizasyona bağlı olarak yönetilirler.

Hadari olan toplulukların kurumsallaştırılmış güvenlik ve askeri kuruluşları vardır. Hadari olan topluluğu yöneten kişi bu güçlerle toplum arasındaki hükmünü bu şekilde icra eder. Hadari olan toplumlarda gözlemlenen devlet örgütü ve mülk ile dayalı idare eden rejim baskı, otorite ve zora dayanır. Bedevi olan topluluklarda ise itaate dayalı olan bir rejim yoktur. Onun yerine köklü töreler, dayanışma ve karşılıklı bağlı olma durumu vardır. Herhangi bir grup veya toplum bedevilikten hadariliğe geçiş yaparken, aşamalı olarak riyaset sistemi yavaş yavaş mülk sistemine dönüşür. Bu değişim bir bakıma hem köklü hem de kaçınılmaz bir değişim sonucudur. Çünkü riyaset sistemi ile yönetilen bir toplumun asıl amacı mülktür. Aslında bedevi olan toplumların sisteminden hadari olan toplumların sistemine geçerken asıl amaç yalın ve sade yaşam tarzı yerine ihtişam ve gösterişli bir hayat süregelmektir. İbn Haldun’un düşüncesine göre insanlığın tarihini oluşturan en önemli olgulardan biri budur.

Hadarilik Özellikleri

O zamanlarda sadece bedevi olan topluluklar hadari olan topluluklardan faydalanmıyordu. Ayrıca bazen hadari olan topluluklar bedevi olan topluluklardan faydalanırdı. Örneğin bedevi olan topluluklar Arapçayı orada yaşayan kişilere ve diğer tüm insanlara göre daha iyi, daha duru, daha öz ve daha doğru konuşurlardı. Bu yüzden hadari olan topluluklar, çocuklarının en iyi Arapçayı öğrenmesi için ve biraz da oradaki zor şartları göstermek için çocuklarını bedevi olan toplulukların yanına yani çöle gönderirlerdi. Ayrıca hadari olan topluluklar para kazanmak, zenginleşmek ve topluluklarının kalkınması için işlenmemiş mallara ihtiyaç duyarlardı. Çünkü işlenmemiş malları işlenmiş mal durumuna getirmek için birçok aletleri vardı. Bunları toplamadıkları için hadari olan topluluklar, bu konuda bedevi olan topluluklara ihtiyaç duyardı.

Onun dışında bazen savaş olduğu veya savaş olacağı zaman bazı Hadari olan topluluklar bedevi olan toplulukları kendisine ittifak olarak alırlardı. Her ne kadar bedevi olan topluluklar hadari olan topluluklara çok fazla muhtaç olsalar da hadari olan topluluklar bedevi olan topluluklara bedevi olan toplulukların muhtaç oldukları kadar çok muhtaç olmamaktadır. Hadari olan toplulukların oylama sistemleri şöyleydi: Hadari olan topluluklar kabile sisteminin anlayışıyla küçük küme sistemiyle yaşamalarına rağmen yönetim konusunda bedevi olan topluluklardan biraz farklılık gösterirdi. Yönetim sistemi hadari olan topluluğun içindeki kabile reisin topluluğu yönetmesinden ziyade hadari olan topluluğun kabile meclisi tarafından topluluk önemli olaylar karşısında oy atıp oy çokluğuna göre karar verilirdi. Hadari olan topluluk bedevi olan topluluktan farklı olarak böyle yönetilirdi. Daha sonradan İslam dönemi bittiğinde hadarilik ve bedevilik durumu tarihe karışmıştır.

Not: Bu konuyla ilgili olarak Bedevilik Nedir? Bedeviler Kimdir? Bedevilerin Özellikleri başlıklı yazımızı da inceleyebilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu Konuyla İlgili Yazılar

Başa dön tuşu

Metin kopyalamanın açılabilmesi için
lütfen web sitemizdeki herhangi bir reklama
tıklayarak bize destek olunuz.

Kapalı

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyicinizi kapatarak bize destek olunuz. Anlayışınız için teşekkür ederiz.