1830 İhtilalleri Nedir? Nedenleri, Sonuçları ve Önemi
Fransa'da 1830 İhtilali (Temmuz Devrimi)
1830 İhtilalleri nedir? 1830 İhtilalleri, 27 Temmuz 1830’da Fransa’da başlayan ve sonrasında Avrupa’nın başka ülkelerine de sıçrayan devrimlerdir. Bu yazımızda 1830 İhtilalleri konusunu ülkeler üzerinden nedenleri ve sonuçlarıyla inceledik.
Bu Yazının İçindeki Başlıklar:
1830 İhtilalleri Nedir?
1789 yılında yaşanan Fransız Devrimi, Avrupa’yı hem siyasi hem de ideolojik olarak etkiledi. Halkın mutlakiyetçi monarşilere ihtiyacı olmadığını ve kendi kendini yönetebileceğini gösterdi. Bu düşüncelerden etkilenen ve mutlakiyetçi rejimlerden daha demokratik bir rejime geçişi savunan halk liberalizm görüşünü benimsedi. Avrupa halklarına yayılan liberalizm fikri zamanla monarşiler üzerinde büyük bir baskı oluşturdu. 1815’te Viyana Kongresi’nde imzalanan Barış Antlaşmasıyla güçlerini sağlamlaştıran monarşiler yine de Avrupa halklarında meydana gelen liberal istekleri tam anlamıyla bastıramadılar. Güçlerini korumak isteyen monarşiler ve demokratikleşme isteyen halk arasında yaşanan bu gerilim sonunda 1830 İhtilalleri ile birlikte kitlesel bir ayaklanma hareketine evrildi. Bunun sonucunda ise Avrupa’nın siyasi ve ideolojik dengeleri önemli ölçüde etkilendi. Bu yazımızda 1830 İhtilalleri Fransa, Almanya ve İngiltere üzerinden inceleyeceğiz. 1830 İhtilalleri sonuçlarını tarihsel olarak ortaya koymaya çalışacağız.
1830 İhtilalleri Nedenleri
1830 senesi Fransa’sı da Avrupa’nın kalanında olduğu gibi ezici bir diktatörlükle yönetilmekteydi. 18. Louis 1814’te tahta çıkmıştı. Taç giymesinin ardından yeni bir anayasa yürürlüğe sokmuş ve meşruti bir sisteme geçilmişti. Yeni sistem iki meclise sahip bir parlamento oluşturmuştur: Ayan Meclisi ve Milletvekili Meclisi. Ayan Meclisi Kral tarafından seçilen soylulardan oluşurken, Milletvekili Meclisi ise halkın seçmiş olduğu seçmenlerden oluşmaktadır. Ancak Milletvekili Meclisi’ne alınmak adına koyulan maddi gereklilikler sebebiyle parlamentonun bu kısmını da varlıklı insanlar oluşturmaktadır. Dolayısıyla eşitlikçi olduğu gerekçesiyle konulan bu sistemde halkın çoğunluğunu oluşturan fakir kesimin söz sahibi olmadığı söylenebilir. Bunun yanında Milletvekili Meclisine alınan insanlar da soylu kimlikleri ve bireysel faydaları adına kralın çıkarlarını savunmaktaydılar. Tüm bu koşullar altında kral kendi hegemonyasını bu kez krallık yerine parlamento üzerinden sürdürmeye devam ediyordu.
Kral 13. Louis’in halka uyguladığı baskı ve sansürler halkı hoşnutsuz etmeye başladı. Halk bu baskıcı iktidarın bir sonucu olarak liberal düşünceleri daha fazla biçimde benimsedi. Sonuç olarak Milletvekili Meclisi içerisinde yer alan liberalizm destekçileri seçimlerde git gide güçlerini arttırdılar. Halkın kral üzerine fikirleri de aynı şekilde değişiyordu. Kralın otoritesine duyulan saygı ve güven azalıyordu. Yaşanan bu gerilim ve baskı 1824 yılında bir ayaklanmaya evrildi. Ancak Kral 13. Louis’in ölümü sebebiyle bir sonuca ulaşamadı. Kralın ölümünün ardından yerine Fransa’daki aşırı kralcıların lideri olan 10. Charles geçti.
Yeni kral eskisinin aksine bir denge politikası değil, yalnızca kilise ve aristokrasiyi yücelten politikalara sahipti. Dönemin muhafazakar başbakanı Villéle de aynı şekilde kilisenin ve aristokratların arkasındaydı. Villéle 1827 seçimlerinde yerini Martignac’a bırakmak zorunda kaldı. Villéle’in aksine Martignac liberallerin baskılarına karşılık bazı tavizlerde bulundu. Kendisi basındaki sansürü azalttı. Önceki başbakanın resmi görevler için atamış olduğu Cizvitleri de görevden aldı. Ancak Martignac’ın hükümeti de liberaller ve mutlakiyetçiler arasında bulunan gerilimi dengeleyemedi. Sonunda yönetim bir krize sürüklendi. Bunun üzerine 10. Charles radikal bir kralcı olan Polignac’ı başbakanlığa getirdi.
Fransa’da 1830 İhtilali
Polignac’ın yönetim modelinin ana amaçları kilisenin devlet işlerindeki rollerinin arttırılması ve her türlü hakka ve ayrıcalığa sahip bir aristokrasiydi. Bir yıl parlamentoyu bir araya getirmedi ve Cezayir’i işgal ederek gündemi kaydırmaya çalıştı. Sonunda 1830’un Mart’ında toplanan Temsilciler Meclisi üyeleri, Polignac’ın Yüksek Meclis’in kararı dışında atandığını belirttiler. Bu suretle başbakanlığının geçersiz olduğunu savundular. Mecliste süren gerginlik ve protestolar sonucunda Kral 10. Charles 25 Temmuz 1830’da meclisi feshetti. Polignac da aynı gün içerisinde üç kararnameyi işleme soktu. Bu kararlara göre seçimler geçersiz sayılacak ve yepyeni bir meclis kurulacaktı.
Aynı zamanda seçim sistemi değiştirilecekti. 30 milyon nüfuslu Fransa’nın 100 bin olan seçmen sayısı 25 bine düşürülecekti. Bunun yanında basının sansürü de arttırılmıştı. Polignac Darbesi de denen bu olaylar halk ve özellikle liberal kesim tarafından büyük tepkiyle karşılaştı. 27 temmuzda şehre barikatlar yapıldı. 28 temmuzda belediye meclisi işçiler ve öğrenciler tarafından ele geçirildi. 30 temmuz günü ise liberaller tarafından oluşturulan yürütme konseyi 10. Charles’ın görevden alındığını ve yerine Duc d’Orleans 1. Philippe’in kral ilan edildiğini açıkladı. 10. Charles İngiltere’ye kaçtı ve bu günler Şanlı Üç Gün adını aldı.
Yeni kral Charles’ın aksine gücünü Tanrı yoluyla değil, halktan aldığını söylüyordu. Aynı zamanda da halkın liberal ve demokratik görüşlerini destekleyen açıklamalar yapıyordu. Yeni kralın tutumunu ve yeni sistemi şekillendiren liberaller için bu büyük bir başarıydı. Ancak yine de tam olarak istedikleri sistem olan Cumhuriyeti kuramamışlardı. Bunun sebeplerinin diğer devletlerin ve halkın içerisindeki kralcı kesimin tepkisini çekmemek olduğu söylenebilir. Yeni Kral Philippe de bu nedenle Avrupa’nın diğer önemli güçlerine kendisinin 1815 antlaşmasını tanıdığını ve ılımlı bir dış politika izleyeceğini bildirmişti. Philippe’in izlediği bu ılıman dış politikalar Avrupa’nın geri kalanının Fransa’nın meşruiyetini tanımasında önemli bir yeri bulunmaktadır. Bunun yanında yeni kralla birlikte değişen kralın unvanını halktan alması ve Fransız yerine Fransızların Kralı olarak anılmaya başlamasıyla Fransa’da yeni bir düşünce akımının yeşermeye başladığı da söylenebilir. Günümüzde milliyetçilik adını alan bu ideoloji, Fransız Devrimi ile düşünsel olarak, Temmuz Devrimi adını alan 1830 Fransız İhtilali ile de sistem içinde bir yer edinmiştir.
Almanya’da 1830 İhtilali
Viyana Kongresi’nin ardından dağınık bir halde ve küçük prenslikler halinde bulunan Alman Konfederasyonu da Fransa’da yaşanan Temmuz İhtilali’nden etkilenen devletlerden biridir. Ancak bu coğrafyada yaşanan ayaklanmaların etkileri Fransa ile karşılaştırıldığında yeterince etkin ve kesin bir sonuca ulaşamamıştır.
Alman halkı da tıpkı Fransa halkı gibi monarşi tarzı yönetimlerine son vermek amacı gütmüştür. Ancak Alman Konfederasyonu başkanı olan Metternich’in bu talebe tepkisi Fransa krallarının aksine çok daha sert ve muhafazakardır. Kral 18. Louis’nin meclisi açması ve halka sözde bir yönetim hakkı tanımasının karşısında Metternich daha baskıcı ve kısıtlayıcı politikalarla halkın liberalizm isteğini baskılamıştır. Metternich’in politikaları ve Alman Konfederasyonu üzerinde sahip olduğu otoriteyi kullanması Alman Konfederasyonu ülkelerinde yaşanan liberalizm yanlısı ayaklanmaların güçlenmeden sindirilmesini sağlamıştır. Bunun nedenlerini daha sağlıklı bir biçimde anlamak için Metternich’in siyasi kariyerine bakmak önemlidir. Bir diplomat ve aristokrasinin bir üyesi olan Metternich, liberalizm ve toplumsal eşitlik gibi kavramların uygulanmasının kendi sosyal tabakasına son vereceği kanısındadır. Bu nedenle diplomasi kariyeri boyunca monarşinin sıkı bir destekçisi olmuştur. Bu görüşüne uygun politikalar uygulamıştır. Kendisine göre ayaklanmaların ana sebebi Viyana Antlaşması’nın yetersizliğidir. Bu noktadan hareketle Metternich’in ve onun benzeri aristokrat diplomatların liberalizme bakışını anlamak mümkündür.
Sonuç olarak Almanya 1830 ihtilalleri Alman Konfederasyonu tarafından bastırılmıştır. Anayasal veya toplumsal bir değişikliğin meydana gelmesi engellenmiştir. Ancak Almanya’da yaşanan ayaklanmaların da sonuçsuz ve etkisiz olduğunu söylemek yanlış olur. Ayaklanmaların ardından özellikle Prusya’da milliyetçilik akımı oluşmaya başlamıştır. Prusya ile diğer prenslikleri ekonomik anlamda birbirine bağlayan gümrük antlaşmaları yapılmıştır. Fakat bu antlaşmalar da Metternich tarafından bir Prusya Almanya’sı oluşturulmaya çalışıldığı gerekçesiyle askıya alınmıştır. Ayrıca milliyetçi hareketlerin önü kesilmiştir. Ancak Metternich’in tüm baskıları ve sansürlerine rağmen Alman Konfederasyonu içerisindeki görüşler katlanarak artmaya devam etti. Alman prensliklerini sosyal ve siyasal anlamda yakınlaştılar.
İngiltere’de 1830 İhtilali
Avrupa ile yakından etkileşim içerisinde bulunan İngiltere, Fransa ve Alman Konfederasyonu’nun aksine daha liberal ve meşru bir anayasaya çoktan sahipti. Bu nedenle Fransa’da yaşandığı gibi meclisi kontrol eden bir kral veya Metternich gibi bir monarşi yanlısı bir aristokratın baskıcı politikaları halkın isteklerini tamamen bastıramıyordu. Ancak yine de İngiliz halkı da halinden çok memnun değildi. Toplumun en kalabalık tabakası olan işçi sınıfı, iktidar olan muhafazakar partinin ağır dikteleri ve baskıcı politikalarından rahatsızdı. Çalışma saatleri uzun, maaşlar düşük ve koşullar kötüydü. Halk bu rahatsızlığını yönetime taşımaya karar verdiği sıralarda dönemin kralı 4. George öldü ve 4. William tahta geçti.
Yeni kralla birlikte mecliste de yeni bir seçim meydana geldi. Halkın rahatsızlıklarının bir sonucu olarak liberaller de mecliste yer almaya başladılar. Hem Fransa’da yaşanan gelişmelerden hem de halkın liberalizm talebinden güç alan liberaller ilk işleri olarak meclise işçi tabakasını rahatlatacak bir tasarı sundu. Fakat tasarı meclis tarafından kabul edilmedi. Yaşanan gerilim sonucunda meclis başkanı istifa etmek zorunda kaldı. Ardından yapılan yeni seçimde liberaller hem çoğunluk hem de etki bakımından daha da güçlendiler. Yeni hükümeti Lord Grey liderliği üzerine kurdular. Liberallerin Fransa’dan sonra ikinci en büyük başarısı olan bu gelişme Avrupa’da liberal görüşün güçlendiğinin bir kanıtı olarak kabul edilebilir.
Sonuç olarak 1830 ihtilalleri İngiltere’de daha politik ve olaysız bir değişime sebebiyet verdi. Kanlı halk ayaklanmaları veya tahttan indirmeler yerine halkın talepleri dinlendi. İstenen siyasi düzenlemeler olaysız bir biçimde yürürlüğe girdi.
1830 İhtilallerinin Sonuçları
1830 İhtilalleri, Fransa’da başlamış ve daha sonra tüm Avrupa’ya yayılmış ayaklanmaların bütününü kapsamaktadır. Bu ayaklanmaların ana sebepleri halkın içerisinde yükselmekte olan liberalizm görüşüdür. Ayrıca daha demokratik bir yönetim talebidir. Bu ayaklanmalar Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde yaşanmış ve her birinde farklı bir takım sonuçlar doğurmuştur. Bazı devletler daha demokratik yönetimlere geçiş yaparken, bazıları da mutlakiyetçi yönetim modellerini sürdürmüşlerdir. Ancak 1830 ayaklanmalarının mutlakiyetçiliği bitirdiğini söylemek yanlış olur. Çünkü ayaklanmaların sistem üzerinde en etkili olduğu coğrafya olan Fransa’da bile yönetim demokratikleştirilmişse bile mutlakiyetçi yönetim kaldırılmamıştır. Bu sonucun en önemli sebebinin 1815 yılında kabul edilen Viyana barış antlaşması olduğu söylenebilir. Fransa’nın 1789 devriminin ardından hem askeri hem de ideolojik olarak Avrupa’yı kaosa sürmesi sonucu Avrupa’da birtakım ittifaklar oluşturulmuştur. Bu ittifaklar sayesinde ayaklanmalar daha kolay bastırılmış ve mutlakiyetçi yönetimlerin kökten kaldırılması önlenmiştir.
Fakat yine de 1830 ihtilallerinin ilerleyen yıllarda Avrupa’nın siyasi ve ideolojik dengelerinde büyük etkilere sebep olduğu söylenebilir. Buna örnek olarak yeni ittifaklar verilebilir. 1830 sonrası liberalizm görüşünü destekleyen ve desteklemeyen ülkeler kendi aralarında yeni ittifaklar kurmuştur. Avrupa’da bir bakıma liberalizm ve mutlakiyetçilik dengesi siyasi anlamda sağlanmıştır. Bu ittifaklardan birincisi liberalizmin karşısında durmaya devam eden Doğu Bloğudur. Doğu Bloku, Rusya, Prusya ve Avusturya’dan oluşmaktadır. Diğer yandan Batı Bloğu ise İngiltere, Fransa, İspanya ve Portekiz’den meydana gelmektedir. Bunun yanında İspanya ve Portekiz’de liberal anayasaların yürürlüğe konması, Belçika’nın Hollanda’dan bağımsızlığını kazanması, Polonya’da gerçekleşen milliyetçi hareketlenmeler, Almanya’da meydana gelen devrimci ve özgürlükçü denemeler ve İngiltere’deki çartist hareketler yine 1830 ihtilallerinin dolaylı sonuçları olarak gösterilebilir. Sonuç olarak 1830 İhtilalleri liberalizmle ve milliyetçilikle ilerleyen halk tabanlı bir ideolojik hareketlenmedir. Bu hareketin etkileri özellikle monarşileri ve baskıcı rejimleri ciddi şekillerde etkilemiştir. Bugün bildiğimiz demokratik sistemler için önayak olmuştur.