11. Sınıf TarihTarih Dersi İçerikleriTarih Konu Anlatımları

Mehmet Ali Paşa’nın Güç Kazanması (Tarih Konu Anlatımı)

Bu yazımızda tarih dersi konu anlatımları kapsamında 11. sınıf tarih dersinin 3. ünitesi olan Uluslararası İlişkilerde Denge Stratejisi (1774-1914) ünitesinin 3. konusu olan Mehmet Ali Paşa’nın Güç Kazanması konusuna yer verdik. Mehmet Ali Paşa’nın Güç Kazanması “Mehmet Ali Paşa’nın Osmanlı Devleti’nin merkezi yönetimine rağmen güç kazanması ve nüfuz alanını genişletme çabalarını analiz eder.” kazanımı çerçevesinde anlattık.

Mehmet Ali Paşa’nın Güç Kazanması

Ders: Tarih 11

Ünite: Uluslararası İlişkilerde Denge Stratejisi (1774-1914)

Konu: Mehmet Ali Paşa’nın Güç Kazanması

Kazanım: Mehmet Ali Paşa’nın Osmanlı Devleti’nin merkezi yönetimine rağmen güç kazanması ve nüfuz alanını genişletme çabalarını analiz eder.

Mehmet Ali Paşa’nın Güç Kazanması konusunda Mehmet Ali Paşa kimdir? Mehmet Ali Paşa neden isyan etmiştir? Bu isyan nasıl gelişmiştir ve nasıl sonuçlanmıştır? Mısır sorunu nedir? Neden uluslararası bir soruna dönüşmüştür? sorularını yanıtladık.

Kavalalı Mehmed Ali Paşa Kimdir?

Genel özellikleriyle Kavalalı Mehmed Ali Paşa’yı tanıyalım. Kavalalı Mehmed Ali Paşa, 4 Mart 1976 tarihinde Kavala’da dünyaya gelmiştir. Kendisi Mısır’a belirli bir dönem valilik yapmış, Kavalalar Hanedanı adındaki Türk ailesini kurmuş ve Sudan ile Mısır’ın ilk hidivi olma özelliğine sahip olmuştur. Hidiv, Farsçada büyük vezir anlamına gelmektedir. Kavalalılara mensup bir özelliktir ve babadan oğula geçme özelliğine sahiptir. Bu unvan, Mısır valilerine verilen resmi bir unvandır. Kavalalı Mehmed Ali Paşa, Osmanlı Devleti’ne karşı olmak suretiyle sonucunda başarı elde edilen bir isyan başlatmıştır. Döneme bakıldığında Kavalalı Mehmed Ali Paşa, Osmanlı Devleti’ne bağlı gibi gözükmektedir. Ancak Lübnan, Sudan, Filistin, Suriye ve Mısır’ın hükümdarı olarak kabul edilmiştir ve bu ülkelerin toprakları 150 yıl boyunca Kavalalı Mehmed Ali Paşa’nın kurucusu olduğu Kavalalar Hanedanı tarafından yönetilmiştir.

Mısır Valisi Olmadan Önce Kavalalı Mehmed Ali Paşa

Kavalalı Mehmed Ali Paşa, günümüzde Yunanistan sınırları içerisinde bulunan Kavala adındaki şehirde dünyaya gözlerini açmıştır. Birtakım iddialara göre Kavalalı Mehmed Ali Paşa, Arnavut kökenlidir. Fakat atalarının bazı toprak ile ilgili meselelerden dolayı günümüzde Türkiye sınırları içerisinde bulunan Konya şehrinden Yunanistan sınırları içerisinde bulunan Kavala şehrine göç ettiği bilinmektedir. Kavalalı Mehmed Ali Paşa’nın babası hayatı boyunca 17 çocuk sahibi olmuştur fakat Kavalalı Mehmed Ali Paşa dışındaki diğer çocuklar doğduktan sonra hayatta kalamamışlardır. Bu bakımdan Kavalalı Mehmed Ali Paşa, bu 17 çocuktan yaşamını devam ettirebilmiş tek çocuktur. Kavalalı Mehmed Ali Paşa, babası ile birlikte yetiştirdikleri tütünlerin ticaretini yapmıştır.

Ancak ne yazık ki babasıyla birlikte yürüttüğü bu işe ilerleyen zamanlarda amcası Tosun Paşa’nın koruması altında devam etmek zorunda kalmıştır. Bunun sebebi Kavalalı Mehmed Ali Paşa’nın babasının genç yaşında hayatını kaybetmesidir. Tütün ticaretine bir süre daha amcası Tosun Paşa ile birlikte devam etse de Kavalalı Mehmed Ali Paşa, amcasının Osmanlı Devleti tarafından idam edilmesi sonucu kimsesiz ve destekçisi olmadan hayatını devam ettirmek durumunda kalmıştır. Yalnız geçirdiği bu sürenin nihayet sona ermesini sağlayan olay ise Leon isminde Fransız asıllı bir tüccarla tanışması olmuştur. Kavalalı Mehmed Ali Paşa ve Leon, tütün ticareti işini devam ettirmişlerdir. 1798 yılında Napolyon, Mısır’ı işgal etmektedir.

Bu süreçte kaptan-ı derya unvanına sahip Küçük Hüseyin Paşa, Fransızları Mısır’dan çıkarmakla görevlendirilmiştir. Küçük Hüseyin Paşa bu görevinde dönemin Kavala Çorbacısı Hüseyin Ağa’nın yardımına başvurmuştur. Kavala Çorbacısı Hüseyin Ağa, Küçük Hüseyin Paşa’ya yardım niteliğinde 200 kişiden oluşan bir birlik göndermiştir. Bu birliğin içinde yeğeni olan Kavalalı Mehmed Ali Paşa da vardır. Mısır, belirli uğraşlar sonucu geri alınmıştır ve Mısır’ın geri alınmasının ardından Kavalalı Mehmed Ali Paşa, başıboş ve işe yaramaz askerlerin kontrolünü eline geçirmiştir. Bu askerler dönemin Mısır valisi Hüsrev Paşa’nın askerlerdir ve Kavalalı Mehmed Ali Paşa, bu askerlerin düzgün maaş alamamaları gibi sebepler nedeniyle çıkardıkları isyan sonucu Hüsrev Paşa’nın etkisiz hale gelmesi ve başka bir vali adayı olarak gönderilmiş Hurşid Paşa’yı da etkisiz bırakması sayesinde 1804 yılında vezir unvanına sahip olmuştur.

Mısır Valisi Olduktan Sonra Kavalalı Mehmed Ali Paşa

Kavalalı Mehmed Ali Paşa, vali olmasının ardından büyük ve ciddi değişikler yapma yoluna gitmiştir. Yaptığı ilk işlerden biri Mısır’da kök salmış ve bir nevi Mısır’a hâkim olmuş Memluk olarak da bilinen köle kökenli askerlerin ortadan kalkmasını sağlamıştır. Avrupa’dan kendisinin bizzat getirttiği öğretmenlerin yardımıyla kendisi için güçlü bir ordunun kurulmasını sağlamıştır. 1811 yılında yönetim alanında hala söz sahibi olan Memlük Beyleri’ne karşı belirli önlemler alarak Mısır’da Memlük’ün söz sahibi olduğu döneme net bir şekilde son vermiştir. 1811-1818 seneleri arasında Kavalalı Mehmed Ali Paşa’nın orduları, Osmanlı sultanının talebi üzerine Vahhabilerle Arap Yarımadası’nda bir savaş yapmıştır.

Bu savaş sonucunda Kavalalı Mehmed Ali Paşa, Mekke ve Medine’nin kontrolünü Vahhabilerden almıştır ve şanı, dört bir yana yayılmıştır. Kahire’de bulunan birtakım Arnavut asıllı asker, 1815 yılında çok da uzun süreli olmayan bir ayaklanma çıkarmışlardır. Kavalalı Mehmed Ali Paşa, bu ayaklanmayı da göz önünde bulundurarak ona karşı sıkıntı çıkarabileceğini düşündüğü 25000 adet Arnavut askerini 1821 yılında Func Devleti’nin yönetimi altında bulunan Sudan’ı fethetmek üzere Sudan’a göndermiştir. Kavalalı Mehmed Ali Paşa’nın bu hareketi sonucu Sudan, Mısır’ın hükmü altına girmiştir. Osmanlı Devleti’nin bastırmakta uzun süredir güçlük çektiği Mora’da çıkmış Mora isyanını seçkin askerlerinin yardımıyla bastırmıştır.

Kavalalı Mehmed Ali Paşa, 1828 yılında gerçekleşen Rus seferi için 12000 adet asker göndereceğini belirtmiştir. Ancak sözünde durmaması ve karşılık olarak bir miktar para göndermesinin neticesinde devletin kendisine karşı halihazırda duyduğu bir miktar şüpheyi arttırmıştır ve Osmanlı Devleti, Kavalalı Mehmed Ali Paşa konusunda bir şeyler yapma kararı almıştır. Devlet, Kavalalı Mehmed Ali Paşa’yı yola getirmek istese de bunu başarmanın kolay olmadığı ortadadır. Kavalalı Mehmed Ali Paşa, 20 ila 30 bin arası kalifiye askeri ve 15 ila 20 gemilik donanmayı emri altında bulundurmaktadır. En büyük amacı ise Suriye’yi Mısır’a bağlamaktır. Suriye hakkında yaptığı planlarını açıklamıştır ve oğlu İbrahip Paşa’yı, komutası dahilindeki bir ordu ile birlikte Akka’ya göndermiştir. Sahilleri ise donanmalarla kuşatmıştır. Kavalalı Mehmed Ali Paşa’nın bu tutumu, Osmanlı Devleti ile arasında bir çatışma yaşanması için ön ayak olmuştur. Kavalalı Mehmed Ali Paşa, ilerleyen süreçte devletin sözlerini asla dinlememiştir ve onun bu tutumu, üzerine başka valiler atanmasına sebebiyet vermiştir.

Mehmet Ali Paşa İsyanı

İbrahim Paşa, İstanbul Hükümeti’nin sergilediği tutumun tam aksi bir şekilde ziyaret ettiği bölgelerde yaşayan halka Mısır hakkında olumlu düşüncelere sahip olmaları adına iyi ve hoşgörülü davranmıştır. Sultan 2. Mahmud, İbrahim Paşa’nın sergilediği bu tutumu fark etmiştir ve bu durum karşısında etrafa, halkı sahte vaatlere karşı uyarır nitelikte fermanlar gönderilmesini sağlamıştır. Reşid Mehmed Paşa, olayların bu şekilde gelişmesi üzerine olabildiğince hızlı bir şekilde Mısır Ordusu’na karşı oldukça şiddetli bir savaşa girmiştir. Ancak Mısır’daki karlı ve dumanlı hava şartları nedeniyle Mısır Ordusu’nu kendi askerleri sanmış ve esir durumuna düşmüştür.

Osmanlı ordusu dağılmıştır ve Mısır ordusu, hiçbir engelle karşılaşmadan oldukça rahat bir şekilde Kütahya’ya kadar ilerlemiştir. Reşid Mehmed Paşa’nın esir olması üzerine dönemin Anadolu Valisi ve Karahisar-Menteşe Sancakları’nın yöneticisi konumundaki Mehmed Emin Rauf Paşa, tarihte ikinci kez olmak üzere sadrazamlığa çağırılmıştır. 1832 yılının Mart ayında ise İbrahim Paşa, Kütahya’ya gelişinin ardından Reşid Ağa’nın konumuna başka birinin atanmayacağını duyuran bir ilan göndermiştir. Reşid Ağa yerine başka birinin atanmasına gerek olmamasının en büyük sebebi ise Reşid Ağa’nın halk tarafından güvenilen biri olmasıdır.

Bunlar olurken Osmanlı Padişahı 2. Mahmud, Fransa’dan yardım istemiştir. Ancak Fransa, Kavalalı Mehmed Ali Paşa’yı desteklemektedir. İngiltere de Osmanlı’nın iç işlerine karışmanın yanlısı olmadığından Osmanlı Devleti, Rusya’dan yardım dilenmek zorunda kalmıştır. 8 Temmuz 1833 tarihinde Osmanlı Devleti ile Rusya arasında Hünkâr İskelesi Antlaşması yapılmıştır ve Rusya’nın donanması İstanbul’a demir atmıştır. Fransa ve İngiltere de Rusya’nın boğazları ele geçirmesinden endişe etmektedir. Bu sebepten dolayı Kütahya Anlaşması imzalanmıştır. Bu anlaşmaya göre Girit, Suriye ve Mısır’ın valilikleri Kavalalı Mehmed Ali Paşa’ya, Adana ve Cidde’nin valilikleri ise Kavalalı Mehmed Ali Paşa’nın oğlu İbrahim Paşa’ya verilmiştir. Bu bakımdan Kütahya Anlaşması, hidivliğin ortaya çıkmasında büyük bir rol oynamıştır.


3. Ünitenin Tüm Konuları: Uluslararası İlişkilerde Denge Stratejisi (1774-1914) ünitesinin tüm konularını aşağıdaki başlıklarda inceleyebilirsiniz.

Bir Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu Konuyla İlgili Yazılar

Başa dön tuşu

Metin kopyalamanın açılabilmesi için
lütfen web sitemizdeki herhangi bir reklama
tıklayarak bize destek olunuz.

Kapalı

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyicinizi kapatarak bize destek olunuz. Anlayışınız için teşekkür ederiz.