Avrupa TarihiTürk Tarihi

Macarlar Kimdir? Macarlar Türk Mü? Macarların Etnik Kökeni

Tarihte Avrupa Hun Devleti’ne, günümüzde ise Macaristan devletine hakim etnik yapı Macarlardır. Macarlar ile Türkler geçmişte birçok kez etkileşim içerisine girmiştir. Bu etkileşimler dostane ilişkilerden öte bir ilişkidir. Bu ilişkilerin sonucu olarak günümüzde, bu iki etnik yapının hem tarihsel hem de kültürel açıdan azımsanmayacak kadar ortak noktası olduğu görülmektedir.

Bu yazımızda çürüteceğimiz iddia şudur; Avrupa Hun İmparatorluğu ve günümüzde bu imparatorluğun topraklarında varlıklarını sürdüren Macaristan devletini oluşturan etnik grup (Macarlar) Türk değildir.

Macarlar Türk Değildir İddiasının Argümanları

1. Bugün Macaristan hakim olan etnik grubun dili Macarca’dır. Macarca Ural dil ailesine mensup iken, Türkçe ise Altay dil ailesine üyedir ve bu iki dil ailesinin özellikleri birbirinden farklıdır.

2. Türkler tarihte var olan en eski uygarlıklardan biridir. Fakat Macarlar’ın kökü Türkler kadar eskiye dayanmamaktadır ve Macarlar’ın tarih sahnesine çıktığı coğrafi bölgede hiçbir Türk uygarlık yoktur.

3. Macarlar ile Türkler arasındaki en büyük ortak payda Avrupa Hun İmparatorluğu’dur. Fakat bu imparatorluğun yıkılışından yaklaşık on beş asır geçmiştir ve bu sürede Macarlar asimile olmuştur.

4. Avrupa Hun İmparatorluğu’nun yıkıldığı dönemler Türkler, Müslümanlığa geçiş yapmışlardır ve bu on beş asır boyunca dinin epey etkisinde kalmışlardır. Fakat bugün Macaristan genel itibarıyla Hristiyan bir ülkedir.

5. Osmanlı Devleti, Macaristan’dan çıkmasının ardından 300 yıl geçmiş ve bu aralıkta Macar toplumu ile Türk toplumu arasında hiçbir kültürel etkileşim yaşanmamıştır.

6. Günümüzde Türkler’deki ve Macarlar’daki örf ve adetler, dilin kültürü, (atasözleri, deyimler vb.) tamamen farklıdır.

7. İki ülkede kutlanan bayramlar ve törenler tamamen farklıdır.

8. Kültürel açıdan bakıldığında iki ülke de ortak değerleri korumak için hiçbir adım atmamıştır. Örneğin günümüzde Orta Asya’daki Türki Cumhuriyetler ile olan kültürel bağı koparmamak için TİKA denilen bir ajans vardır.

9. Geçmişten günümüzde mimari yapıları incelediğimizde iki ülkede Macarlar’ın ve Türkler’in yapılarının birbirinden son derece farklı olduğunu görürüz.

10. İki ülkeye ait mutfak kültürlerine baktığımızda, aralarında hiçbir bağ olmadığını görürüz.

Macarlar Kimdir?

Ulus, siyasal olarak örgütlenmiş biçimde ve belli bir toprak üzerinde bir arada yaşayan, ekonomik yaşam, dil, tarih, ruhsal yapı ve kültürel özellikler yönünden ortaklık gösteren en geniş insan topluluğudur. Bir toplumun ulus olarak nitelendirilmesi için, o toplumun aynı dili kullanması ve aynı ortak tarihe sahip olması gereklidir. Bu unsurlar dışında ortak kültüre sahip olmak da bir topluluğu ulus yapan temel unsurlardan biridir. Bu unsurların temeli ortak dile sahip olmaktır. Çünkü iletişim olgusunun sağlıklı bir biçimde ilerlemesi için iletişim içerisinde bulunan unsurların ortak dili konuşması lazımdır.

Macarlar, Batı Sibirya coğrafyasında yaşayan çoğunlukla Türk kökenli halkların karışmasıyla oluşan günümüzde ağırlıklı olarak Orta Avrupa ve Güneydoğu Avrupa’da yaşayan, ana dili Macarca olan bir etnik gruptur.

Türkler ise ortak dili Türkçe olan, geçmişte Orta Asya’da varlıklarını sürdürüp 9. yüzyıldan sonra Batı’ya doğru göç eden, şu anda genel olarak Anadolu’da varlıklarını sürdüren bir ulustur.

Dünya’da günümüzde yaklaşık 13.1 ile 14.7 milyon arasında Macar yaşadığı düşünülmektedir. Bu Macarların yüzde 65’ten fazlası günümüzde Macaristan’ta, kalan kısmı da genel olarak Amerika Birleşik Devletleri, Romanya, Slovakya ve Kanada gibi ülkelerde yaşamaktadır. Macaristan Devleti’nin de etnik grubunun yüzde 80’den fazlasını Macarlar oluşturmaktadır. Macaristan bugün konum olarak Orta Avrupa’da yer alır. Başkenti Budapeşte’dir. Batıda Avusturya ve Slovenya, doğuda Romanya ve Ukrayna, güneyde Sırbistan ve Hırvatistan, kuzeyde de Slovakya ile sınır komşusudur. Macarca dil ailesi bakımından Ural Dil Ailesi’ne üyedir. Bu dili konuşan Dünya üzerinde yaklaşık 14.5 milyon insan vardır. Bunları 10 milyondan fazlası Macaristan’da yaşar. Kalan kısım ise Romanya, Avusturya ve Hırvatistan gibi Orta Avrupa ülkelerinde yaşamaktadır.

Macarların Etnik Kökeni

Macaristan sözcüğü İngilizce’de Hungary ve Latince’de Hungaria demektir. Bu sözcüklerden anlıyoruz ki, Macaristan, Avrupa tarafında Hun Ülkesi olarak anılmaktadır. Bu yanlış bir tanım değildir. Macarların asıl yurdu, Fin-Ugor kavimlerinin asıl yurdu olan Volga nehri ve Ural dağları civarlarıydı. Bu kavmin en doğudaki kolu olan Ugorlar, güneye inerek Onogurlar ile karıştılar. Belli bir süre sonra Orta Asya’dan batıya doğru göç etmekte olan Hunlar ile karıştılar. Bu üç boyun birleşimiyle oluşan kavme ‘Macar’ kavmi denir. Bu Macar kavminin bir kısmı, Kuzey Kafkasya dolaylarında var olan ‘Sabirler’ adlı bir Türk kavminin baskılarıyla yerleştikleri yurtlarından ayrılarak, günümüzde Rusya sınırları içerisinde yer alan Kuban Irmağı dolaylarına yerleştiler. Bir süre sonra 460 yılında ise ‘Hazar Kağanlığı’ adlı bir Türk kavminin hakimiyetini kabul etmişlerdir.

Diğer Macar Kavmi ise Orta Asya’dan Avrupa’ya göç eden Hunlar ile birlikte Batı Hun İmparatorluğu yani Avrupa Hun İmparatorluğunu kurmuştur ve bu devletin başkenti bugünkü Macaristan’ın da başkenti olan Budapeşte’dir. Bu tarihe kadar Macar tarihini incelediğimizde, Macarların Türklerle olan ilişkisini net bir şekilde görmekteyiz. Macarlar çok yeni bir uygarlık değildir ve Macarların tarih sahnesine çıkışı bile Türk kavimleri ile kaynaşmasıyla meydana gelmiştir. Bunu tezi savunan Macar Türkolog Rásonyi, Macarların kökeni ile ilgili şunları söylemiştir: Türkler Macarların babası, Fin-Ugorlar ise anasıdır.

Avrupa Hun İmparatorluğu’nun yıkılmasından sonra Macarlar günümüzde Macaristan’a ait topraklara yerleşmişler ve Hun Devleti’nden Osmanlı Devleti’ne kadar kurulan hiçbir Türk devleti ile ilişki içine girmemişlerdir. Bu süre zarfında Türkler Müslümanlığı benimsemiş ve kültürü Arap kültürü etkisi altına girmiştir. Öte yandan Macarlar da Hristiyanlığı benimsemiş ve Slavlar, Almanlar ve Rumenlerle kültürel ilişki içine girmişlerdir. 1526 senesinde Osmanlı Devleti, Mohaç Meydan Muharebesi ile Budapeşte’yi topraklarına katmıştır. Bu tarihten 1699 Karlofça Antlaşması’na kadar tam 173 sene Macaristan, Osmanlı hakimiyetinde kalmıştır. Bu süre zarfında Osmanlı, Macarlara karşı hoşgörü ile davranmış ve hiçbir dini ve kültürel bir baskı uygulamamıştır.

Macarlar Türk Mü?

Hatta bu konu ile alakalı Macaristan Cumhurbaşkanı Pal Schmitt, 2011 yılında İspanyol ABC isimli günlük gazeteye verdiği demeçte, “Türkler tarafından 150 yıl boyunca idare edilmemizi şans olarak tanımlıyorum. Ülkemiz Türkler değil de başka bir millet tarafından alınsaydı, dilimizi ve dinimizi değiştirmemizi isteyeceklerdi, biz de asimile olacaktık. 150 yıl boyunca Macaristan Türkler için stratejik bir yer oldu” demiştir. Bu sözlerden hareketle aradan 300 yıl bile geçmiş olsa da Macarlar, Osmanlı hakimiyeti altındaki oldukları zamanları bir şans olarak tanımlamaktadır ve bu şansı 300 yıl geçse bile unutmamaktadırlar. Bu da Osmanlı ile dolayısıyla Türkler ile hala bir gönül bağının olduğunu bizlere gösterir.

Kültürel meselelere gelirsek, kültür TDK tanımıyla “Tarihsel, toplumsal gelişme süreci içinde yaratılan bütün maddi ve manevi değerler ile bunları yaratmada, sonraki nesillere iletmede kullanılan, insanın doğal ve toplumsal çevresine egemenliğinin ölçüsünü gösteren araçların bütünü” demektir. Kültür belli başlı öğeleri olan bir unsurdur. Bu öğelerden en önemlisi dildir. Macarların ana dili olan Macarca, Ural dil ailesine mensuptur. Türkçe ise Altay dil ailesine mensuptur. Dil bilimcilere göre bu iki dil ailesi akraba olsalar da aralarında birçok benzerlik söz konusudur. Her iki dil ailesine mensup diller sondan eklemelidir. Cümle yapıları aynıdır. Her iki dil ailesinde de ünlü uyumu özelliği vardır. Bu özellikler göz önünde bulundurulduğunda Macarca ve Türkçe’nin birçok ortak özelliklerinin olduğunu ve birbirlerine yapısal olarak ne kadar çok benzediklerini görebiliriz.

Macarlar ve Türklük

Kültürün dil dışında başka önemli öğeleri de vardır. Bunlar sanat, din, yiyecek ve içecekler, mimari eserler, halk oyunları, edebi eserler, gelenek ve göreneklerdir. İsmail Doğan’ın dediği gibi 5. yüzyılın ortalarından itibaren başlayan çeşitli Türk kavimleri ile Macarlar arasındaki ilişki, Macar milleti üzerinde yaşam tarzının (atlı göçebe) değiştirilmesinden, giyim-kuşama, dile, edebiyata ve yemek kültürüne kadar derin izler bırakmıştır. Bu öğeler tek tek incelendiğinde Macarlar ile Türklerin azımsanmayacak kadar ortak noktası olduğunu görürüz. Mutfak kültürlerini incelediğimizde Macarların milli yiyeceği olarak kabul edilen ‘gulaş’ yemeği; aslında Osmanlı Devleti zamanında halk arasında çok meşhur olan, ‘kul aşı’ olarak adlandırılan yemektir. Öte yandan Macarlar tarafından tertiplenen Kurultaj etkinliği ve Jobbik Partisi, Macarlar ile Türklerin kültürlerinin benzer olduğu hakkında bize ciddi fikirler verir. Öte yandan her yıl 3 Mayıs’ta kutlanan Türkçülük ve Turancılık Bayramı Macaristan’da da kutlanmaktadır.

Geçmişten günümüze inşa edilen mimari eserler iki medeniyet hakkında bize bilgi verebilecek kaynaklardandır. İki ülkede bulunan ibadet mekanları, hastaneler, evler, saraylar vb. yapılar iki ülkedeki süregelen mimari estetik aracılığıyla toplumun genel karakteri hakkında bize bilgi verir. Geçmişte Osmanlılar Macaristan’a hükmederken bir takım mimari eserler inşa etmişlerdir. Yıllardır Macar halkı tarafından hiçbir zarara uğramayan bu eserlerin bazı halen günümüzde bile kullanıma açıktır. Bu eserler arasında en önemlilerinden biri Gül Baba ve Türbesi’dir. Bu eser geçmişte hem Macar hem de Türk halkı tarafından çok sevilen Gül Baba anısına yapılan bir türbedir. Bu türbe Türk-İslam mimarisi ile dizayn edilmiş bir Osmanlı eseridir. Öte yandan Gül Baba’nın ölümünün resmedildiği bir tablo halen Macaristan’ın Türkiye Büyükelçiliği’nde bulunmaktadır.

Macarlar Türkleri Sever Mi?

Macarların en ünlü ressamlarından Mihály Munkácsy 1890-1893 yılları arasında Macarların yurt işgalinin 1000. yıldönümü kutlamaları vesilesiyle Macar Parlamentosu için Yurt İşgali (Honfoglalás) isimli büyük boyutlu bir tablo hazırlamıştır. Bu tablonun konusu 896 tarihinde Macarların Avrasya’yı geçip Karpatları yurt olarak edinmesidir. Bu eserin de Türk kavminden etkilenilerek çizildiği düşünülmektedir.

Dünya üzerinde birçok Türki devlet vardır ve bu Türki devletler arasında kültürel bağları koparmamak adına TİKA adı verilen bir kuruluş vardır. Çok bilinmemesine rağmen Macarlar ve Türkler arasında Türk Macar Dostluk Derneği adı verilen bir kuruluş vardır. 1993’ten 2017’ye kadar aralıksız her yıl bu kuruluş kültürel bağları korumak için etkinlikler düzenlemektedir. Ne yazık ki bu kuruluştan haberi olanların sayısı çok azdır.

Sonuç olarak Macar ve Türklerin azımsanmayacak kadar ortak noktaları, benzerlikleri vardır. Tarihte birçok kez aynı kaderi paylaşan bu iki etnik grubun aynı kökten gelme olasılıkları çok yüksektir. Günümüzde bu kültürel etkileşim azalsa da, iki etnik köken arasında bağların hiç olmadığını söylemek yanlıştır. Son olarak Mustafa Kemal Atatürk’ün Macar Kralı Naibi Amiral Horthy’ye 30 Mayıs 1924 tarihinde gönderdiği mektuptan bir alıntı ile makalemi sonlandırmak istiyoruz: Manevi ve fikri meziyetlerini ziyadesiyle takdir ettiğim Macar milletinin samimi bir hayranıyım. Memleketlerimiz arasında mevcut olan asırlık dostluk münasebetlerini bir kat daha takviye etmek için hiçbir şeyden kaçınmayacağım.

Not: Bu konuyla ilgili olarak Kızılderililer Türk Mü? Kızılderililer Hakkında Bilgi başlıklı yazımızı da inceleyebilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu Konuyla İlgili Yazılar

Back to top button

Metin kopyalamanın açılabilmesi için
lütfen web sitemizdeki herhangi bir reklama
tıklayarak bize destek olunuz.

Close

Adblock Detected

Lütfen reklam engelleyicinizi kapatarak bize destek olunuz. Anlayışınız için teşekkür ederiz.