Çözüm Arayışları ve Layihalarda Osmanlı (Tarih Konu Anlatımı)
Bu yazımızda tarih dersi konu anlatımları kapsamında 11. sınıf tarih dersinin 2. ünitesi olan Değişim Çağında Avrupa ve Osmanlı ünitesinin 3. konusunun devamı olan Çözüm Arayışları ve Layihalarda Osmanlı konusuna yer verdik. Çözüm Arayışları ve Layihalarda Osmanlı konusunu “Osmanlı devlet idaresi ve toplum düzenindeki çözülmeleri önleme çabalarını analiz eder.” kazanımı çerçevesinde anlattık.
Bu Yazının İçindeki Başlıklar:
Çözüm Arayışları ve Layihalarda Osmanlı
Ders: Tarih 11
Ünite: Değişim Çağında Avrupa ve Osmanlı
Konu: Çözüm Arayışları ve Layihalarda Osmanlı
Kazanım: Osmanlı devlet idaresi ve toplum düzenindeki çözülmeleri önleme çabalarını analiz eder.
Çözüm Arayışları ve Layihalarda Osmanlı konusunda Layiha ve risale nedir? Nasihatname nedir?
Lütfi Paşa’ya göre Osmanlı Devleti için çözüm önerileri nelerdir? Koçi Bey’e göre göre Osmanlı Devleti için çözüm önerileri nelerdir? Defterdar Sarı Mehmed Paşa’ya göre Osmanlı Devleti için çözüm önerileri nelerdir? sorularını yanıtladık.
Layiha Nedir?
16. yüzyılın sonları itibariyle Osmanlı Devleti’nin girdiği buhranlı dönem iktidar tarafından durumun olumsuzluğuna karşılık verecek nitelikte birtakım tedbirler alınmasını gerektirmiştir. Bu tedbirler çerçevesinde devlet erkanının birtakım nasihatnameler oluşturması öngörülmüştür. Bu nasihatnameler layiha ve risaleler halinde düzenlenmiştir. Layiha ismi ile anılan belgeler ilk defa 16. yüzyılın ortalarında görülmeye başlanan, devletin kurumlarının ıslahı bakımından bu dönemde büyük önem taşıyan raporlardır.
Okuma Önerisi: Bu konuyla ilgili olarak Layiha Nedir? Layihanın Özellikleri başlıklı yazımızı da inceleyebilirsiniz.
Risale Nedir?
Risaleler ise mevcut durumu çeşitli yönlerden incelemek ve çözüm önerileri sunmak amacıyla ortaya atılan kitap ve belgeler olarak ortaya çıkmışlardır. Risale olarak hazırlanan nasihatnameler ise Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu durumun iktisadi, askeri, teknolojik yönlerinden teşhis edilmesi için; layiha olarak hazırlanan başka belgeler ise bu durumun içinden çıkılabilmesi için atılması gereken adımların belgelenmesi ve devletin ilgili mecralarına arz edilerek gerekenin yapılması için oluşturulmuşlardır. Kısacası risale formunda hazırlanan belgeler durumu teşhis etmek ve çözüm önerileri sunmak, layihalar ise bu çözüm önerilerini yapılabilirlikleri de göz önünde bulundurulmak suretiyle devlet erkanına sunmak amaçlarıyla kullanım görmüşlerdir. Toplumun her kesiminin layiha ve risale yazabilecek durumda olması halkın sesinin devlet erkanınca daha yüksek duyulması suretiyle halkın devlet yönetimindeki rolünün artmasına önayak etmiştir.
Nasihatname Nedir?
Osmanlı’nın Avrupa’daki ilerleyişinin yavaşça sona ermesi ve Avrupalıların Osmanlı’ya karşı askeri zaferler elde etmesi ile başlayan duraklama döneminin getirdiği çeşitli ekonomik ve sosyopolitik sorunlar devlet erkanını ülkenin neden bu duruma düştüğünü sorgulamaya itmişti. İktidarın farklı seviyelerinde durumun nedenleri ile ilgili çeşitli görüşler oluştu. Kimi kesimler bunalımın varlığını devletin üst konumlarındaki yetkililerin bulundukları yerlere kabiliyetleri esas alınarak değil kayırma ve rüşvet gibi yollarla gelmelerinden doğan bir acizlik olmasına bağladı. Bu ve bunun gibi pek çok tespit olası çözüm teklifleriyle beraber nasihatname ismindeki belgelerde risale ve layihalar halinde toplandı.
Nasihatnameler devletteki birçok sorunun tespiti ve ıslahı için kullanılan raporlar olarak sık kullanım gördüler. Alanlarında kabiliyetli ve deneyimli şahısların yazdığı nasihatnameler ise bu şahısların konumlarının sahip olduğu saygınlık yoluyla devletin çeşitli seviyelerinde önemli reformlar yapılmasını kolaylaştırdı. Bu belgeler sadece devlet erkanı tarafından yazılmıyor olup toplumun çeşitli kesimlerinden ve ana uğraş olarak şair gibi mesleklerle uğraşanlar tarafından, edebi eserler halinde de sunulmuştur. Nasihatnameler aslen İslam dininin nasihat etme geleneğinin bir parçası olarak ortaya çıkmışlar, böylece dini bir çerçeveye oturtularak bu belgelerde bahsedilen sorunların ve bu sorunlara sunulan çözümlerin devlet erkanı tarafınca mecburen ciddiye alınması sağlanmaya çalışılmıştır.
Lütfi Paşa’nın Çözüm Önerileri
3 sene boyunca Kanuni Sultan Süleyman’ın sadrazamlarından biri olarak görev yapan Lütfi Paşa, mesleğinden elde etmiş olduğu deneyimi temel alarak yazdığı Âsafnâme nasihatnamesi ile nam salmıştır. Risalesinde Lütfi Paşa devlet hazinesinin devletin ayakta durabilmesi açısından arz ettiği önemi vurgulamıştır. Devletin dengeli bir hazinesinin olabilmesi her şeyden önce gelmeli, bu denge ise hazinenin gelirlerinin giderlerine üstün gelmesi ile sağlanmalıdır. Âsafnâme’de hazinenin artıya geçip devamlı bu vaziyetini koruyabilmesi için devlet yapısında ve sosyal yapıda birtakım değişiklikler yapılması önerilmiştir.
Sosyal reformlar arasında emeklilerin maaşlarının hazineden bağlanmayıp bu giderlerin başka kaynaklar yoluyla elde edilmesi, devlet reformları arasında ise ücretli memur sayısının sınırlı tutulması gerektiği savunulmuştur. Hazineyle ilgili yapılması gerekli görülen reformların dışında Lütfi Paşa devlet erkanının vasıfsız olduğu ve bu sorunun tez çözülmesi gerekmesinin yanında devletin halk ile ilişkilerini güçlendirmesi gerektiğini, kara ve deniz güçlerine destek verilmesinin lazım olduğunu, reayanın haklarının gözetilmesine daha fazla öncelik verilmesinin devletin ve halkın çıkarında olacağını söylemiştir. Bir sadrazamın deneyimi ile yazılmış olması niteliğinin yanı sıra Osmanlı’da türünün ilk örneği olması yönüyle Âsafnâme Osmanlı Devleti’nin işleyiş şeklinin dinamik bir dünyaya uydurulmasında büyük etkiye sahip olmuştur. Lütfi Paşa Âsafnâme ile eski devlet yönetim modelinin kimi kısımlarını eleştirip kimi kısımlarının önemine vurgu yaparak devlet geleneklerinin reform uğruna tamamen terk edilmemesi yönünde devlete baskı yapmıştır.
Koçi Bey’in Çözüm Önerileri
Koçi Bey’e göre Osmanlı Devleti için çözüm önerileri nelerdir? sorusunu yanıtlayalım. Sarayın protokolünü en ince detaylarına kadar bilmesi ve devlet kurumlarının iç işleyişlerine dair sahip olduğu bilgi Koçi Bey’in IV. Murat’ın yanında bir musahip olarak yer edinmesini sağlamıştır. Bulunduğu konumdan devletin durumunu gözlemlemek için fazlaca vakit elde eden Koçi Bey ülkeyi içine girdiği duraklama döneminden çıkarıp eski zamanlardaki şanına geri döndürmek amacıyla padişaha çeşitli konularda öğüt vermiştir. Koçi Bey devletin sorunlarını iki kaynağa bağlamıştır: Devlet yönetimindeki yetersizlik ve toprak dağıtımında baş gösteren sıkıntılar. Devlet adamlarının bulundukları konumun görev ve sorumluluklarını yerine getirmekten aciz durumda olduğunu savunan Koçi Bey yönetici konumundakilerin devletin iç işleyişini öğrenmeye daha fazla enerji harcamalarını, halkın çıkarlarını daha fazla gözetmelerini gerekli görmüştür. Bu konuda devletin üst konumundakilere nasihat veren risaleler yazmış, bir yandan sunduğu çözüm önerilerinin uygulanabilir nitelikte olmasına dikkat etmiştir.
İkinci bir sorun olarak toprak dağıtımını ele alan Koçi Bey tımar ve zeametlerin işinin ehli vaziyette görevlilere verilmediğine, bu nedenle yüzyıllardır süregelen toprak düzeninde bozulmalar ve usulsüzlükler meydana getirdiğine dikkat çekmiştir. Bu topraklardan belirli koşullar altında askere alınan ve her padişah değişiminde ulufe talep eden kapıkulu birliklerinin hazineyi zora soktuğunu savunmuştur. Ulufeli kulların hazineye olan yükünü hafifletmek için halkan fazlaca alınmaya başlanan vergilerin reayaya zarar verdiğini vurgulamıştır. Yüksek vergilerin devamlılık niteliğinin zayıf olduğunu ve reayanın sırtındaki vergi yükünün hafifletilerek daha uzun vadeli ve daha stabil bir hazine teşkil eden bir modele erişilebileceğini yazmıştır.
Defterdar Sarı Mehmet Paşa’nın Çözüm Önerileri
Defterdar Sarı Mehmet Paşa’ya göre Osmanlı Devleti için çözüm önerileri nelerdir? sorusunu yanıtlayalım. 1714 yılında baş defterdar tayin edilen Sarı Mehmet Paşa, Damat Ali Paşa’nın çevresindeki ilim ve irfan sahibi bir kişi olarak tanınmıştır. Osmanlı’nın 16. yüzyıl sonu ve 17. yüzyıl başında uğradığı çok sayıdaki askeri hüsranların devleti soktuğu mali sıkıntılar Sarı Mehmet Paşa’nın konumunun öneminin artmasına sebep olmuştu. Bu durum Sarı Mehmet Paşa’yı devlette bulunmuş olduğu konumlarda elde ettiği deneyim aracılığıyla yazılı bir metin yazmaya itti. “Vezirler ve Emirlere Nasihatler” adlı eserinde Sarı Mehmet Paşa mevcut sistemi eleştirmek yerine sistemin işletilme biçimini eleştirdi. Devletin çeşitli seviyelerinde yolsuzlukların ve aciz elemanların varlığının sistemin işleyişine zarar verdiğini öne sürdü.
Osmanlı’nın girmiş olduğu durumu iyi yetiştirilmemiş, deneyimsiz yetkililerin yolsuzluk ve güçlü aracılar yoluyla devlette üst seviye konumlara gelmesine bağlayan Sarı Mehmet Paşa, rüşveti devletin düşmanı olarak hedef gösterdi. Rüşvet sorununun çözülmesinin padişahın bulunduğu konumun gücünü kullanmasından, bunun yanında rüşvete karşı verilecek mücadelenin dini bir temele oturtulmasından geçtiğini savundu. Osmanlı gibi dine diğer her şeyden fazla önem verilen bir devletin güçlü konumlarına içlerinde Allah korkusu bulunan memurların gelmesinin devletin bekası açısından önemini vurguladı. Devletin üst konumlarındaki görevlilerin sağlam imana sahip olmaları dolayısıyla kirli işlere ellerini sürmeyecek olmaları, bunun yanında bu memurların işlerinde deneyimli, iyi ve dürüst yetiştirilmiş olmaları Sarı Mehmet Paşa’ya göre reayanın devletin işleyişine olan inancını artırarak devletin içine girmiş olduğu zorlu durumdan çıkabilmesini sağlayabilecek bir birlik ortamının oluşmasını sağlayabilirdi. Bunların yanında Sarı Mehmet Paşa devlet borçlarının düzenlenmesini ve en kısa zamanda ödenmesini öncelik bakımından yetkililerin iyileştirilmesinden hemen sonrasına konulması gerektiğini önermiştir.
2. Ünitenin Tüm Konuları: Değişim Çağında Avrupa ve Osmanlı ünitesinin tüm konularını aşağıdaki başlıklarda inceleyebilirsiniz.