Çayönü Nerede? Çayönü Höyük Hakkında Bilgi
Bu yazımızda Çayönü Höyük hakkında bilgilere yer verdik. Çayönü’nün özellikleri, önemi, mimari yapısı hakkında incelemelere yer verdik. Çayönü’nün tarihe sağladığı kakıları ele aldık. Çayönü Höyük, insanların tarıma başladığı yerlerdendir. Arkeolojik çalışmalarla bulunan iskeletler ve yapılar, tarım devrimi hakkında bizi bilgilendirir.
Bu Yazının İçindeki Başlıklar:
Çayönü Höyük Nerede?
Çayönü Höyük, Diyarbakır’ın Ergani ilçesine bağlı Sesverenpınar yakınlarında bulunan eski adı Kotaberçem (Çayboyu) olan tarih öncesinden kalma bir höyüktür. Çayönü Höyük tarım devriminin başlayıp yerleşik hayata geçilen ilk yerler arasındadır ve mimari olarak da zamanında yapılan diğer yapılardan oldukça üstündür ve bu bölgede yaşayan insanlar da çok fazla alet kullanmaktadır. Haritada ise şu şekilde görülmektedir:
Çayönü’nün Tarihi Önemi
Neolitik Devrin izlerini taşıyan Çayönü Höyük, arkeolojik kazılarla çok eski tarihlere ışık tutmaktadır. İnsanlar tarafından göçebelikten yerleşik hayata geçilip tarıma ilk başlanılan (Tarım Devrimi’nin yapıldığı) ilk yerler arasında bulunan bir yer olarak bilinen, Çayönü Höyük, içinde tarih öncesi zamanlarda yaşamış 400’den fazla insana ait kemik ve kafatasının depolandığı Kafataslı Yapı’ya da sahiplik etmektedir.
Ayrıca Çayönü Höyük Dünya uygarlık tarihi için de çok büyük önem teşkil etmektedir, çünkü birçok şey bu bölgede ortaya çıkmıştır. Örneğin; ilk madencilik, ilk tarım, ilk hayvan evcilleştirme, farklı bir mimari yapı, farklı mezarlıklar gibi birçok şey Çayönü Höyük’de ortaya çıkmıştır. Bu durumu arkeologlar da şu şekilde açıklamaktadırlar. Yerleşik hayata geçişin ilk dönemlerinde daha çok domuz, geyik, koyun, keçi tarzında hayvanlar avlanmış olmasına rağmen Çayönü Höyük’ün olduğu bölgedeki kazılarında M.Ö 8500 yıllarından, bugüne kadar gelmiş olan buğday ve baklagil tohumlarına rastlanmıştır. M.Ö 6000’li yıllara gelindiğinde Çayönü Höyük’de yaşayan herkes kendi yiyeceğini tarımdan elde edebiliyordu, zaten bunun kanıtı da günümüzde de halen devam eden arkeolojik kazılardan bulunan buğday ve baklagillerdir. Bu bölgenin en önemli özelliği; tarım devriminin ilk olarak bu bölgede görülmüş olmasıdır. Yani tarım devriminin hayata geçirildiği ilk yerlerden olmasıdır.
Çayönü Höyük’de çok sayıda küçük alet ve tarihi eser bulunmuştur. En çok avladıkları hayvanların kemiklerinden iğneler, saplar, oraklar, çengeller, halkalar, düğmeler ve basit kaplar ortaya çıkarılmıştır. Çayönü Höyük, tarımın ve evcilleştirmeye dayalı köy düzenin tarih öncesi en eski örneklerinden olup, günümüz uygarlığının da önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Çayönü yerleşmesinin bu kadar önemli olmasının nedeni: yabani buğday, baklagiller gibi bitkilerin tarıma alınması; koyun ve keçinin evcilleştirilmesidir. M.Ö 8500’lü yıllarda bu kadar fazla yeniliğinde bu bölgede yapılması da bu bölgenin önemini arttırmaktadır.
Çayönü Höyük’te Madencilik
Çayönü Höyük’de genellikle bakır madenciliği çok fazla yaygındı. Hatta bakır işlemeciliği ilk olarak bu bölgede ortaya çıkmıştır. Bölgede bakır madeni oldukça yaygın olduğu için, yapılan arkeolojik araştırmalarda insanlığın bakır madenini, ilk defa Çayönü Höyük’de işlemeye başladığı öğrenilmiştir. Bakırın ısıtılarak ve daha sonrasında soğuk dövme tekniği ile yapılmış olduğu kanıtlanmıştır. Bakır madeni ile çeşitli takı öğeleri, kakmalar gibi aletler de burada yapılmıştır. Diğer yandan bilinen en eski dövme yöntemiyle yapılan bu aletlerin taş örsler üzerinde, taş çekiçlerle dövülerek şekillendirildiği bilinmektedir. Bu şekilde doğal bakırın kullanılmasının yanı sıra, ısıl işlemle cevherinden arıtılmış olan madenin de kullanıldığı anlaşılmaktadır. Çayönü Höyük’de bulunan bu nesneler, sadece Anadolu’da değil, insanlık tarihinde de bilinen en eski maden kalıntılarıdır.
Çayönü Mimarisi
Bu tür evler yuvarlak ya da oval planlı, sıvanmış dal örgü yöntemiyle yapılmış barakaları temsil edilmektedir. Taban yerden 30-35 santimetre kazılarak yapılmıştır. Duvarlar, 10-12 santimetre genişliğindeki ağaç dallarının belirli aralıklarla yerleştirilmesi, aralarının ise daha ince dallarla sarılması ile yapılmıştır. Yani kendi içinde de estetik anlayışı söz konusudur. Daha sonra bu dal örgünün üzeri, çamur tabakasıyla sıvanmıştır. Damın ahşap ve saz gibi malzemelerden yapıldığı, halen devam etmekte olan arkeolojik kazıların sonucunda gün yüzüne çıkarılmıştır. İlk haliyle bu şekildeki yapıların daha sonra alt tarafları taş ile örülerek sağlamlaştırılmıştır.
Duvar olarak yuvarlak planlı çukur yapılarda kullandıkları gibi dal örgü tekniği kullanılmıştır. Evin ortası avlu olarak kullanılmaktadır ve ortasında bir adet ocak vardır. Bu evlerin en güneyindeki üçüncü bölümde ise, kiler olarak kullanılmış olan farklı sayılarda hücre tarzı bölümler vardır.
Bu tür yapılarda kanallı taş düzlemlerle yapılmış yapılar görülmektedir. Bu kanallı taş yapılar, küçük ocak taşlarının, aralarında 20 santimetre genişliğinde kanallar bırakacak şekilde düzenli bir biçimde üst üste konulmasıyla örülen duvarlardan oluşmaktadır. Bu düzlemler yaklaşık olarak 3’e 5,50 metre ölçülerindedir. Kanalların üstü yassı taş levhalarla kapatıldıktan sonra tüm düzlemin üstü moloz taşları ile kaplanmıştır. Esas taşıyıcı duvarlar ise bu tabanın üzerine, küçük ocak taşlarıyla, çamur kullanılarak 50 santimetre kalınlıkta yapılmıştır. Duvarların devamı kerpiç kullanılarak inşa edilmiştir. Dam konusunda kesin karara varılamamakla birlikte, düz dam olduğu yönünde bazı buluntular vardır. Yerleşim düzeninde belirgin bir değişiklik olmuştur. Konutlar birbirinden daha uzaktır ve aralarında geniş avlular vardır. Ocaklar ve işliklerle birlikte günlük faaliyetlerin de konuttan genel alanlara çıktığı anlaşılmaktadır.
Bu evlerin birbirine geçişli birkaç adet odaları vardır. Tek katları vardır ve çatıları düzdür. Bundan farklı başka kayda değer özellikleri yoktur. Yapı tekniklerinde bir devrim niteliğindedir bu tür yapılar. Bu tür konutlar iki katlıdırlar. Alt katları sekiz faklı odaya bölünmüştür ve bodrum katı olarak kullanılmaktadır ve tabanı topraktır. Günümüzdeki evlere çok benzer bir mimarisi olan bu yapıların ilk modern yapılardan olduğu düşünülmektedir.
Çayönü Nasıl Bir Yerdi?
Çayönü Höyük’de insanlar daha çok obsidyenden yapılma aletleri kullanmaktadırlar. İnsanlar bu aletleri daha çok tarımda kullanıyorlardı. Hatta ilk orak örnekleri de bu bölgede ortaya çıkmıştır.
Avcılıktan yerleşik hayata geçen insanlar Çayönü Höyük’ün yaşanabilecek bir yer olduğunu keşfetmişlerdi, çünkü Çayönü Höyük’ün tabanı düzdü ve etrafı neredeyse tamamen boş bir araziydi ve ayrıca onların konut tiplerine de çok uygun bir yerleşim yeriydi. Burada yaklaşık olarak 600 kişi yaşıyordu. Buradaki insanların ortalama ömrünün, yapılan araştırmalar sonucunda 29-30 yıl olduğu anlaşılmıştır. Ortalama olarak erkeklerin boyu 1,70 metre, kadınlarda ise 1,57 metre. Yani günümüzdekine çok yakın. Kafa yapıları ise Akdeniz ırkından olduklarını belli etmektedir. Burada yaşayan insanların çoğunda bilek, kol, diz eklemleri ile bel ve boyun omurlarında eklem ağrıları vardı. Bu duruma neden olan şeyin zor ve ağır işlerde çalışmanın olduğu düşünülmektedir. Bunlarla birlikte Çayönü Höyük, Tarım Devrimi’nin çok net bir şekilde görülebildiği bir çalışma alanıdır.
Çayönü Neolitik Yerleşimi
Çayönü Neolitik Çağın en önemli topluluklarındandır çünkü bulunmuş olduğu bereketli hilal alanından dolayı buradaki tarım oldukça gelişmiştir ve insanlar da bu duruma ayak uydurmuşlardır. Avcı-toplayıcılıktan yerleşik hayata geçen bu insanlar, insanlık tarihinin seyrini çok önemli ölçüde değiştirmişlerdir. Buradaki insanlar Çanak Çömleksiz Neolitik Çağ’ın tüm evrelerini ki yaklaşık olarak 2.500 – 3.000 yılı kesintisiz olarak yaşamıştırlar. Bununla birlikte Çayönü Höyük Neolitik Devrimin eksiksiz olarak sergilendiği bir araştırma alanıdır. Sonuç olarak Çayönü Höyük’teki toplum yerleşik hayatın öncülerindendir ve bu yüzden de insanlık tarihinin seyrini değiştirmişlerdir.
Not: Bu konuyla ilgili olarak Çatalhöyük Neolitik Kenti Hakkında Bilgi – Çatalhöyük’ün Önemi başlıklı yazımızı da inceleyebilirsiniz.
Çayönü Nerede? Çayönü Höyük Hakkında Bilgi adlı bu yazı gerçekten beni bir şoka soktu. Ben Erzincan’lı bir insanım ve Erzincan’ın Çayönü köyündenim. Çayönü köyünün başka bir ilde de olması beni bir şoka soktu gerçekten. Nasıl olur da Erzinca’a özgü olan bir şey başka bir ilde olur. Kendimi küçük düşürülmüş hissettim. -b
rica etsem bir sonrakinde de saklı köyün tarihini yazarmısınız lütfen. -kd
Şu anda öyle bir proje yok.