Tarihteki Büyük Salgınlar – En Ölümcül 10 Salgın
Bu yazımızda tarihteki büyük salgınlar başlığı altında insanlığı etkileyen en ölümcül on salgına yer verdik. Öncelikle tarihin en büyük salgını olan ve Kara Ölüm olarak da bilinen veba salgınını inceledik. Daha sonra diğer büyük salgın hastalıkları sıraladık. İşte büyük salgınlar tarihi;
Bu Yazının İçindeki Başlıklar:
Tarihteki Büyük Salgınlar
Tarih boyunca ölümcül hastalıklar ve salgınlar insanların ve diğer canlıların ölümüne sebep olmuştur ancak tarihte en çok ölüme sebep olan salgınlar diğerlerinden çok daha derin izler bırakmışlardır. Sosyal, dini ve ekonomik dinamiklerin değişmesine, savaşların bitmesine, ülkelerin gelişme hızının yavaşlamasına veya durmasına sebep olmuştur. Veba’dan, AIDS’e Dünya tarihindin en ölümcül on salgını bu yazıda bulunmaktadır. İşte tarihteki büyük salgınlar;
Kara Ölüm (1347 – 1352)
Dünya’da en çok ölüme neden olan salgın 1347 ve 1352 yılında gerçekleşen veba salgınıdır. Salgının 14. yüzyılın sonuna kadar devam ettiği düşünülmektedir. Bu hastalık sonucunda kişinin deri altında kanamalar meydana gelip deri siyaha döndüğü için “Kara Ölüm” olarak adlandırılmıştır. Büyük Veba Salgını olarak da adlandırılan bu salgın Asya kıtasının güneybatısında başlamıştır. 1340’lı yılların sonlarında ise bütün Avrupa’yı sarmıştır. Salgınının sebebinin “Yersinia Pestis” olarak adlandırılan bir çeşit bakterinin sebep olduğu düşünülmekle birlikte kesin olarak bilinmemektedir. Bu bakteri öncelikle vahşi kemirgenleri sonrasına insanlar ve pireler gibi hayvanlara yayılmıştır. Bulaşma ve ölüm hızı oldukça yüksektir.
Dönemin sağlık görevlileri ve kiliselerinin kayıtlarına göre vebaya yakalanan kişilerde iki gün ile sekiz gün arasında değişen kuluçka sürelerinin ardından kasıklarda şişmeler, ani ateş yükselmesi, vücut ve baş ağrısı, titreme, halsizlik, bulantı ve kusma gibi belirtiler görülmekteydi. Enfeksiyonun bulaşma şekline bağlı olarak vebanın üç farklı türü olduğu tespit edilmiştir. İlki en sık rastlanmış olan “Bubonik Veba” türüdür. Pire canlısının ısırığına en yakın lenf bezinde iltihaplanma, şişme ve ağrı görülür. Hastalığın ilerleyen dönemlerinde iltihaplı bölgeler açık ve akıntılı bir hal alır. Bubonik Veba, Kara Ölüm’ün diğer bir adıdır. Diğer iki çeşit veba olan Septisemik ve Pnömönik Veba farklı tarihlerde salgınlara sebep olmuştur.
Orta Asya ve Çin’de ortaya çıkan veba, 1347 yılında Kırım’ın Cenova bölgesinde bulunan bir ticaret merkezini kuşatmış Moğol ordusunun veba salgınında ölmüş kişilerin cesetlerini şehrin içine atması ile Avrupa’ya taşınmıştır. Kara Ölüm salgını başta Avrupa olmak üzere birçok bölgeye büyük etkiler bırakmıştır. Avrupa nüfusunun yarısından fazlasının ölümüne sebep olmakla birlikte bölgenin sosyal yapısını da değiştirmiştir. Dini açıdan Roma Katolik Kilisesinin sarsılmasına sebep olmuştur. Dilenciler, Müslümanlar ve Museviler başta olmak üzere birçok azınlık grupların zulmedilmesine yol açmıştır.
Kara Ölüm olarak bilinen 2. Veba salgınına tedavi bulunamadığı için Aragon Kralı, İngiltere Prensesi gibi soylular; Canterbury Başpiskoposu gibi din görevlileri; Şair Petraca gibi edebiyatçılar hayatını kaybetmiştir. Dönemde salgına cadıların sebep olduğu düşünülerek birçok genç kız ve kadın Kilise tarafından yakılarak veya boğularak öldürülmüşlerdir. Bu durum günümüzde yapılmış olan birçok dizi, film ve roman gibi eserlere konu olmuştur. 2. Veba salgınının 14. yüzyılda yaklaşık 200 milyon kişinin ölümüne sebep olduğu düşünülmektedir.
Okuma Önerisi: Bu konuyla ilgili olarak Veba Nedir? Orta Çağ’da Avrupa’da Veba Salgını (1347-1351) başlıklı yazımızı da inceleyebilirsiniz.
İspanyol Gribi (1918 – 1920)
Tarihteki büyük salgınlar listemizin ikinci sırasında yer alan İspanyol Gribi 1918 ve 1920 yılları arasında Domuz Gribi olarak da bilinen H1N1 adı verilen bir virüsün alt kolu olan bir çeşit virüsün sebep olduğu İnfluenza A tipi bir hastalıktır. Salgın dönemi boyunca 500 milyondan fazla kişiye bulaşarak 50 ila 140 milyon kişinin ölümüne sebep olduğu düşünülmektedir. Birinci Dünya Savaşının sonunda Dünya’yı etkisi altına alarak bazı tarihçilere göre savaşın bitmesine sebep olan etmenlerden biri olmuştur.
Yeni Dünya Çiçek Salgını (1520)
Çiçek hastalığı her cinste ve yaşta görülen deride irinli kabarcıklar dökerek iz oluşumuna sebep olan bulaşıcılığı fazla olan ağır ve ateşli süren bir hastalıktır. 1520 yılında başlamış olmasında rağmen günümüze kadar gelmiştir. “Virola” olarak da adlandırılır. “Virola Minor” ve “Virola Majör” olarak adlandırılan iki çeşidi mevcuttur. Major Çiçek virüsü Minör Çiçek Virüsüne nazaran daha bulaşıcı ve ölümcüldür.
Çiçek hastalığına sebep olan virüs “Poxvirüs” adı verilen bir gruba mensuptur. Kuluçka dönemi on ila on dört gün arasında sürmektedir. Virüs bulunan canlıya veya eşyalarına yaklaşılması, virüslü havanın solunması ve sinekler ile bulaşabilmektedir. Kontamine olmuş hastada kusma, aniden ve şiddetli olarak başlayan ve uzun süren baş ve sırt ağrısı, kas sertleşmesi, yüksek ateş, vücutta kızarma görülür. Öncelikle yüzde, takiben göğüs, baş, sırt, kol ve bacaklarda sert kabartılar şeklinde kırmızı lekeler oluşur. Bu lekelerin ii sıvı doludur. Hastalığın ilerleyen günlerinde oluşan sivilce benzeri yapılar patlar ve devamında kabuk oluşur. Hastalığın sonunda sivilce benzeri yapılar çukur şeklinde iz bırakarak kaybolur.
Çiçek hastalığı üç farklı tipte görülür. Bunlar; basit, konflüan ve hemorajiktir. Hastalığın belirli bir tedavisi bulunmamaktadır. Günümüzde, kontamine olmuş hasta altı hafta süresince karantinaya alınır ve aşı tedavisi uygulanır. 20. yüzyılda Dünya Sağlık Örgütünün başlattığı kampanya ile aşı uygulanarak hastalık azaltıldı ve zorunlu aşı programından kaldırılmasına karar verildi.
Justitinianus Vebası (541 – 542)
Justinyen Veba salgını olarak da bilinen bu salgın Dünya üzerindeki ilk veba salgınıdır. Bizans İmparatorluğunun başkenti günümüz İstanbul’u Konstantinopolis’i ve Akdeniz etrafında bulunan Sasani İmparatorluğu ve çevresini etkilemiştir. Salgın boyunca yaklaşık otuz ila elli milyon arasında kişinin öldüğü tahmin edilmektedir. Salgına “Yersinia Pestis” adı verilen bir bakterinin sebep olduğu düşünülmektedir.
HIV/AIDS (1981 – Günümüz)
AIDS (Acquired Immunodeficiency Syndrome, Edinilmiş Bağışıklık Eksikliği Sendromu), HIV (Human Immunodeficiency Virus, İnsan İmmün Yetmezlik Virüsü) adı verilen virüs sebebiyle oluşan bir hastalıktır. Bu hastalık kişinin bağışıklık sistemine uzun sürelerde yerleşerek çökmesine sebep olmaktadır. Kişinin direncini düşürür ve birçok hastalığa karşı korunmasız bir yapıya gelmesine sebep olur.
HIV, cinsel ilişki, anne sütü, plesenta, kan nakli ve ortak şırınga kullanımı ile bulaşabilmektedir. Virüs kişiye kontamine olduktan sonra kişinin vücut direncine bağlı olarak bir yıl veya daha fazla bir süre sonra belirtilerini göstermeye başlar. Günümüzde bu virüs için kesin bir tedavi yoldu bulunmamaktadır. 1981 yılından günümüze yaşanan ölümlerin 25 ila 35 milyonu AIDS hastalığından kaynaklanmaktadır.
3. Veba Salgını (1885)
3. Veba salgını 1885 yılında gerçekleşmiş olup “Yersinia Pestis” adı verilen bir bakteri sebebi ile oluşmuştur. 1885 yılı boyunca yaklaşık 12 milyondan fazla kişinin ölümüne sebep olmuştur.
Antonine Salgını (164 – 180)
Antonine Salgını MS. 164 ila 180 yılları arasında Yakın Doğu’dan Avrupaya getirilmiş bir tür veba salgınıdır. Galen Vebası olarak da adlandırılan bu salgının çiçek veya kızamık virüsü kaynaklı bir salgın olduğu düşünülmektedir. Sürdüğü yıllar boyunca yaklaşık 5 milyon kişinin ölümüne sebep olmuştur.
Asya Gribi (1957 – 1958)
Asya Gribi 1957 ile 1958 yılları arasında Asya Kıtasında ortaya çıkan H2N2 virüsü kaynaklı bir salgındır. Sürdüğü iki yıl boyunca yaklaşık 1,1 milyon kişinin ölümüne sebep olduğu düşünülmektedir.
Rus Gribi (1889 – 1890)
Rus Gribi, 1889 ile 1890 yılları asarında Rusya ülkesinde ortaya çıkan H2N2 virüsü kaynaklı bir salgındır. Sürdüğü iki yıl boyunca yaklaşık olarak 1 milyon kişinin ölümüne sebep olmuştur.
Japonya Çiçek Salgını (735 – 737)
Tarihteki büyük salgınlar listemizin son sırasında yer alan Japonya Çiçek Salgını 735 yılında Tokyo şehrinde ortaya çıkmıştır. Japonya nüfusunun üçte birinin ölümüne sebep olan salgında Dünya çapında yaklaşık bir milyon kişinin öldüğü düşünülmektedir.