Tarihte Keşfedilmiş En Eski 10 Sanat Eseri
Bu yazımızda keşfedilmiş en eski 10 sanat eseri başlığı altında insanlığın ortaya koyduğu en eski sanat eserlerini inceledik. İşte keşfedilmiş en eski 10 sanat eseri;
- Hohle Fels Venüsü
- Hohlenstein Stadel’in Aslan Adamı
- Sulawesi Mağara Çizimleri
- El Castillo Mağara Çizimleri ve Kırmızı Disk
- La Ferrassie Mağara Petroglifleri
- Diepkloof Yumurta Kabuğu Kakmaları
- Blombos Mağara Oymaları
- Tan-Tan Venüs
- Berekhat Ram Venüs
- Bhimbetka ve Daraki-Chattan Cupules
Bu Yazının İçindeki Başlıklar:
Keşfedilmiş En Eski 10 Sanat Eseri
İnsanlığın kendisini ifade etmesinde ve kimliğini göstermesinde sanat daima bir araç olarak kullanılmıştır. Tarih öncesi heykeller ve mağara resimleri, insanların sanatı en eski çağlarda bile kendilerini ifade etmek veya hayal güçlerini ortaya koymak için kullandıklarının bir kanıtıdır. Sanat teknikleri gelişim gösterse de insanları sanata yönelten nedenler aynı kalmış ve insanlar arasında ortak bir özelliktir. Endonezya ve Afrika’da arkeologlar tarafından keşfedilen mağara resimleri ve heykeller, antik sanatın daha çok Avrupa’da yoğunlaştığı görüşünü zayıflatmıştır. Endonezya ve Afrika’daki insan gelişimi ile ilgili yeni sorular doğurmuştur. Daha eski sanat eserleri bulundukça ilk insanların evrimleri ile ilgili daha geniş araştırmalar yapılabilmiştir. Henüz gün yüzüne çıkarılamamış pek çok sanat eseri olabilmesine ve çoğunun yapıldığı tarihin tahmini olarak hesaplanabilmesine rağmen günümüzde bulunmuş tarihi eserlerin en eskilerine bakıp tarih öncesi devirlerdeki hominidlerin yaşayışlarına dair bir fikir sahibi olabiliriz.
Hohle Fels Venüsü
Schelklingen’li Venüs olarak da bilinen bu heykel, Tübingen Üniversite’nden Nicholas J. Conrad’ın başında olduğu bir grup arkeolog tarafından 2008’de Güneybatı Almanya’daki Hohle Fels mağarasında yapılan kazılar sonucu gün yüzüne çıkarılmıştır. Orinyasiyen geleneğine uygun olarak ve fildişine oyulmuş küçük bir dişi figür formunda yapılmış olan bu heykelin MÖ 38.000- 33.000’li yıllarda yapıldığı düşünülmektedir.
Hohlenstein Stadel’in Aslan Adamı
(Löwenmensch Figurine) Bilinen en eski antropomorfik hayvan oyması da olan Aslan Adam heykeli, aynı zamanda Avrupa’da bulunan erkek formuna sahip en eski figürdür ve çakmaktaşından kesme takımları kullanılarak yapılmıştır. Aslan Adam heykeli 1939’da Robert Wetzel tarafından güneybatı Almanya’nın Svabya Alplerindeki- aynı zamanda daha pek çok önemli paleontolojik çalışmanın da kaynağı olan- Hohlenstein Stadel’de bulunmuş ve MÖ yaklaşık 38.000’de oyulduğu sanılmaktadır.
Sulawesi Mağara Çizimleri
Tarihte bulunan en eski ikinci mağara çizimleri olan Sulawesi mağara çizimleri, yaklaşık MÖ 37.900’lü yıllarda Sulawesi Endonezya’daki bir mağara duvarına yapılmıştır. Tarih öncesi sanat eserleri içerisinde büyük öneme sahip bu mağara resimleri aynı zamanda Homo Sapiens’in evrimini gözlemlemek- alet kullanımı ve kendisinden iz bırakma isteği- açısından önemli bir bulgudur.
El Castillo Mağara Çizimleri ve Kırmızı Disk
Taş üzerine soyut-abstrct- çizimler ve el izlerinden oluşan El Castillo mağara çizimleri, arkeolog Hermilio Alcalde del Rio tarafından El Castillo mağarasında bulunan çeşitli mağara çizimlerden birisidir. Del Rio El Castillo mağarasındaki el çizimlerinin altında aynı zamanda kırmızı toprak boyasından disk şeklinde bir çizim de bulmuştur. Uranyum-Toryum Serisi’ne tabi tutulduğunda bu kırmızı okra diskin en az MÖ 39.000’li yıllara ait olduğu anlaşılmıştır. Neanderthallerin soylarının sapiensin Afrika’dan göçüyle- MÖ 40.000- kadar tükenmeye başladığı hesaba katıldığında bu çizimlerin Homo neanderthallere mi yoksa sapienslere mi ait olduğunu kesin olarak bulmak mümkün değildir.
La Ferrassie Mağara Petroglifleri
Avrupa’daki en eski sanat eseri örneklerinden birisi olan ve MÖ 60.000’li yıllarda Neanderthaller tarafından ortaya konan bu sanat eseri- Neanderthallerin MÖ 40.000’li yıllarda soylarının tükendiği göz önünde bulundurularak bu taş oymalarının MÖ 70.000-40.000 arasına denk geldiği sonucuna varılabilir- güneybatı Fransa’daki bir Neanderthal mağarasında bulunmuştur. Cupule denilen ve üç taş devri boyunca Avrupa’da yaygın olan ilkel bir taş sanatının en eski örneklerinden olan bu taş oymaları, hominid sanatının önemli örneklerindendir.
Diepkloof Yumurta Kabuğu Kakmaları
(Diepkloof Eggshell Engravings) Devekuşu yumurtasının kabuğuna oyulmuş olan bu eser kesit tarama ve geometrik şekiller gibi soyut sanat teknikleri kullanılarak oluşturulmuştur. Western Cape Güney Afrika’daki Diepkloof Rock Shelter’da keşfedilen bu oymalar yaklaşık MÖ 60.000’li yıllarda yapılan sanat eserleridir.
Blombos Mağara Oymaları
Güney Sahara Afrika sanatının en eski parçalarından sayılabilecek Blombos mağara oymaları, iki parça okra taşın çeşitli soyut süslemelerle döşenmesinden ve bir deniz yumuşakçası olan Nassarius kraussianuslerin kabuğundan yapılmış boncuklardan oluşmuştur. 2002’de arkeologlar tarafından keşfedilen bu eserin yapımının MÖ 70.000’li yıllara kadar uzandığı düşünülmektedir. Bu oymaların en büyük özelliği o dönemde yaşayan insanların sembol ve soyut kavramları anlayıp oluşturabildiklerine bir kanıt niteliğinde olmalarıdır.
Tan-Tan Venüs
Bir Fas kasabası Tan-Tan’daki Draa nehri yakınlarında bulunan ve yaklaşık 6 cm uzunluğunda ve 2 cm çapındaki bu Venüs heykeli, bulunan en eski heykellerden birisidir. MÖ 500.000-200.000’li yıllarda yapılan bu heykelin Homo sapiens öncesi dönemde oyulduğu düşünülüyor.
Berekhat Ram Venüs
1981 yılında Suriye ve İsrail arasındaki Golan Tepelerinde arkeolog N. Goren-Inbar tarafından gün yüzüne çıkarılan bu Venüs heykelinin yapımının MÖ 700.000-230.000’li yıllara denk geldiği tahmin ediliyor. Bu kadar eski olması nedeniyle yapımı hem Homo sapiens hem de Homo neanderthal öncesi dönemlere denk gelen bu heykel, muhtemelen Homo erectus gibi daha eski hominidler tarafından yapılmıştır. Bununla birlikte bazı paleontolojistler Berekhat Ram Venüs’ün insan eliyle değil erozyon tarafından oluşturulduğunu öne sürmektedir.
Bhimbetka ve Daraki-Chattan Cupules
Bhimbetka ve Daraki-Chattan Cupule’leri bulunan en eski tarih öncesi sanat eseri örneğidir. Orta Hindistan’daki Madhya Pradesh bölgesinde bulunan iki antik kuvarzit mağarada keşfedilen bu sanat eserlerinin ortaya çıkışının yaklaşık MÖ 700.000’lere denk geldiği tahmin ediliyor.