Cumhuriyet Tarihi

Site Nedir? Şehir Devletlerinin Özellikleri

Türk Dil Kurumu sözlüğünde site kavramı İlk Çağ’da kendi yasalarıyla yönetilen bir veya birkaç kentten oluşan devlet olarak tanımlanmaktadır. Şehir Devleti olarak da bilinen site kavramı Mısır’da Nom, Yunanistan’da ise polis olarak adlandırılmaktadır. Tarihteki ilk şehir devletleri Orta Doğu’da ortaya çıkmıştır. Şehir devletlerinin belli başlı özelliklerine bu yazımızda yer verdik. Bu konulara geçmeden önce tarihteki ilk şehir devletlerinin örneği olan site ile nom ve polis kavramlarını açıklamak yararlı olacaktır.

Site Nedir?

Günümüzde site denince akla gelen ilk şey, birden fazla apartmanın ya da konutun bir arada bulunması ile oluşan yapılar geliyor. Hatta bazen aklımıza internet siteleri de gelebiliyor. Fakat site sözcüğünün tarihteki ilk anlamları bunlar değildi. Site, Tunç Çağı’ndan itibaren başlayan ilk ve en ilkel devlet örgütlenmesidir. Site kavramı, tarihte bilinen ilk uygarlık olan Sümerler tarafından kullanılan ve şehir devleti anlamına gelen bir sözcüktür.

Nom Nedir?

Nom kelimesinin Grekçe’de karşılığı yöredir. Eski Mısır dilinde de sepat adı verilmekteydi. Nom, Antik Mısır’daki kentler için kullanılan bir terimdir. Kendi yönetim biçimlerine sahip olan nomlar, nomark adı verilen kişi tarafından yönetiliyordu. Nomlar, yarı feodal yönetime de sahiplerdi.

Polis nedir?

Polis devleti, Orta Çağ’da ortaya çıkan bir kavramdır. Polis kavramı, Yunanlıların şehir yerine kullandıkları sözcüktür. Polis devletlerinde yönetim, site ve nom devletlerine kıyasla daha farklıydı. Polis devletleri, belirli yasalara ve kurallara bağlı değildir. Hukuken yapılması zorunlu davranışlar ya da yerine getirilmesi gereken sorumluluklar yoktur. Halkın sorumluluk duyması gerekenler din, Tanrı ve vicdan ile sınırlıdır. Yönetici istediği zaman istediğini yapabilmektedir. Kısacası her şey yöneticinin söyleyeceklerine bağlıdır ve söylediği her şey hukuki kural niteliğindedir. Herkes söylenenlere kayıtsız şartsız uymak zorundadır. Bu nedenle, polis devleti, hukuk devleti kavramının zıttı olarak anılır.

Sümer Siteleri

Sümerler birden fazla şehir devletinden oluşuyorlardı. Her şehir devletinin gerek işleyişinde gerek din algısında farklılılar vardı. Bu şehir devletlerinin sınırları ise çeşitli taşlar ve kanallar ile belirlenmişti. Peki Sümer sitelerinin isimleri nelerdir?

İlk beş şehri; Eridu (Ebu Şahreyn), Bad-tibira (El-Medain), Larsa (Es-Senkereh), Sippar (Ebu Habbah) ve Şuruppak (Fara) idi.

Sümerler Haritası
Sümer Site Haritası

Bilinen diğer şehirleri:

  • Kiş (Uheymir ve İnharra)
  • Uruk (Warka)
  • Ur (El-Muqayyer)
  • Nippur (Afak)
  • Lagaş (El-Hiba)
  • Ngirsu (Tello veya Telloh)
  • Umma (Jokha)
  • Hamazi
  • Adab (Bismaya)
  • Mari (Hariri)
  • Akşak
  • Akkad
  • İsin (İşhan el-Bahriyat)
  • Kuara (El-Lahm)
  • Zabala (Ibzeikh)
  • Kisurra (Ebu Hatab)
  • Marad (Wannat es-Sadum)
  • Dilbat (Ed-Duleim)
  • Borsippa (Birs Nimrud)
  • Kutha (İbrahim)
  • Der (El-Badra)
  • Eshnuna (Asmar)
  • Nagar (Brak)

Sümer Sitelerinde Günlük Yaşam

Sitelerdeki yaşam genel olarak bilim ve teknik üzerine odaklıydı. Sitelerde icat edilen ya da keşfedilen araç ve aletlerden (tekerlek, yazı vb.) bu durumu gözlemleyebiliyoruz. Bilimin yanı sıra, din konusunda da karşılaştığımız örnekler bir hayli ilgi çekici. Her sitenin farklı bir tanrı veya tanrıçası bulunmaktaydı. Çeşitli destanlar ve mitolojiler sayesinde de halkın bu tanrı ve tanrıçalara olan inancı rahatça anlaşılabiliyor. Mesleki konuda ise, sitelerde yaşayan halk genel olarak ticaretle uğraşıyor olsa da edebi eserler de yazıyorlardı. Edebiyat çok kazançlı ve yaygın olmasa da ticaret oldukça yaygın bir meslekti. Tüm bunların yanı sıra, site yaşamlarındaki en önemli sosyal olay ise sınıf farkıydı. Halk içinde büyük sosyal sınıf farkları bulunuyordu ve bu durum yönetimi bile etkilemekteydi.

Ensi Kimdir? Patesi Kimdir?

Patesi, İlk Çağ’da uygarlıkların beşiği olarak bilinen Mezopotamya’da, Sümerler devrinde, site denilen şehir devletleri yöneten rahip ve krallara verilen addır. Sümerler, birbirinden bağımsız site denilen şehir devletleri halinde yaşıyorlardı. En önemli şehirleri; Ur, Uruk, Lagaş’tı. Bu şehir devletleri Ensi veya Patesi denilen rahip-krallar tarafından yönetiliyordu.

Ziggurat Nedir?

İlk ziggurat, Mezopotamya döneminde Sümerler tarafından inşa edilmiştir. Daha sonra Babiller ve Asurlar tarafından da inşa edilen Zigguratlar tapınak olarak kullanılmak üzere tasarlanmış yapılardı. Kat kat küçülen ve 2-7 katlı olan bu yapıların, Zigguratların, tepesinde bir teras bulunurdu. Bu teras türbe ve tapınak amacıyla kullanılan yerdi. Tapınak için en üst katı seçmelerinin sebebi de yaratıcının en üstte, tepede olmasıydı. Yaratıcıya daha yakın olabilmek amacıyla en üst katı seçmişler. Fakat diğer katlar da farklı amaçlar için kullanılmıştır. Bu 7 katın 7 farklı şeyi temsil ettiği söylenir. 1. kat taşı, 2. kat ateşi, 3. kat bitkiyi, 4. kat hayvanı, 5. kat insanlığı, 6. kat gökyüzü ve güneşi 7. kat ise melekleri sembolize etmektedir. Dini amaçların yanı sıra Zigguratların en alt katı da depo olarak kullanılmaktaydı. Hatta yazının bulunuşu da buraya bağlanmaktadır. Depoda bulunan malzemeleri not etmek için yazıya ihtiyaç duymuşlardır.

Şehir Devletlerinin Özellikleri Nelerdir?

Bir şehir devleti kendine özgü özelliklere sahiptir. Bu özelliklerden en önemli ilk özelliği, şehir devletinde siyasi birlik olmamasıdır. Siyasi birlik olmaması, birden fazla otorite olduğunu gösteren bir ifadedir. Yani yönetimde tek bir kişinin sözü geçmemektedir.

Siyasi birliğin yanı sıra, şehir devletlerinde merkezi otorite de yoktur. Merkezi otorite; yasama, yürütme ve yargı organlarının tek bir yerde veya kişide toplanması ile oluşan bir kavramdır. O dönemlerde bölgeye genel anlamıyla feodalite hakim olduğu için merkezi otorite de siyasi birlik de yoktur.

Şehir devletleri kültürel birliğe sahiptirler. Aynı şehir devletinde yaşayan insanların sahip oldukları kültürler de hemen hemen aynıdır. Bu durum da kültürel birliği oluşturur.

Şehir devletleri dış saldırı, tehlike ve tehditlere açıktırlar. Şehir devleti olmalarının en büyük dezavantajlarından biri de bu durumdur. Kendilerinden daha büyük devletlerin saldırılarını defetme konusunda yetersiz kalırlar. Çünkü, saldıran devletin karşısında çok daha küçük ve güçsüz devletlerdir.

Özgür bir düşünce ortamına sahiptir. Herkes rahatça fikirlerini ortaya koyar ve fikir alışverişi yapmak çok daha kolaydır. Şehir devletlerinde ticaret de genel olarak gelişmiş olduğundan düşünce ortamının çeşitliliği ve özgürlüğü esastır. Bu nedenle bilim ve kültür açısından bizlere de çok büyük katkıları olmuştur.

Şehir devletlerinin kendi aralarında da rekabet söz konusudur. Gerek siyasi gerek de sosyal alanda bu çekişmeleri gözlemleme şansına sahibiz. O dönemlerde düzenlenen Yunan Olimpiyat Oyunları da bu duruma verilebilecek güzel bir örnektir.

Şehir Devletlerinde Yönetim

Şehir devletlerinde doğrudan demokrasi diyebileceğimiz bir yönetim söz konusuydu. Halk belirli bir alana toplanıp yönetim hakkında düşüncelerini söylerdi. Fakat, yine de tam anlamıyla bir demokrasi olduğunu savunamayız, çünkü bu alanda da sözü geçen kişiler halkın belirli kesiminden insanlardı yani herkes değildi. Belirli kesim dediğimiz kişiler de yüksek statüye sahip kişilerdi. Bu toplantılarda önemli olarak nitelendirilebilecek kişiler söz hakkına sahipti.

Not: Bu konuyla ilgili Karum Nedir? İlk Karum Ne Zaman Kuruldu? başlıklı yazımızı da inceleyebilirsiniz.

Bir Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu Konuyla İlgili Yazılar

Başa dön tuşu

Metin kopyalamanın açılabilmesi için
lütfen web sitemizdeki herhangi bir reklama
tıklayarak bize destek olunuz.

Kapalı

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyicinizi kapatarak bize destek olunuz. Anlayışınız için teşekkür ederiz.