Avrasya’da İlk Türk İzleri (Tarih Konu Anlatımı)
Bu yazımızda 9. sınıf tarih dersinin Avrasya’da İlk Türk İzleri ünitesinin Boylardan Devlete konusunu tüm ayrıntılarıyla inceledik.
Bu yazımızda tarih dersi konu anlatımları kapsamında 9. sınıf tarih dersinin 4. ünitesi olan İlk ve Orta Çağlarda Türk Dünyası ünitesinin 1. konusu olan Avrasya’da İlk Türk İzleri konusuna yer verdik. Avrasya’da İlk Türk İzleri konusunu “Türklerin Asya’da tarih sahnesine çıktıkları ve yaşadıkları alanlar ile başlıca kültür çevrelerini tanır.” kazanımı çerçevesinde anlattık.
Bu Yazının İçindeki Başlıklar:
Avrasya’da İlk Türk İzleri
Ders: Tarih 9
Ünite: İlk ve Orta Çağlarda Türk Dünyası
Konu: Avrasya’da İlk Türk İzleri
Kazanım: Türklerin Asya’da tarih sahnesine çıktıkları ve yaşadıkları alanlar ile başlıca kültür çevrelerini tanır.
Avrasya’da İlk Türk İzleri konusunda Avrasya nedir, neresidir? Türk sözcüğü ilk nerede ve nasıl kullanılmıştır? Türkiye sözcüğünün tarih boyunca anlamı neler olmuştur? Türkiye sözcüğü ilk nerede ve nasıl kullanılmıştır? sorularını yanıtladık. Ayrıca Türk sözcüğünün anlamı, yazılışı ve tarihi hakkında bilgi verdik.
Avrasya Nedir?
Avrupa ile Asya kıtalarının neredeyse tamamını kapsayan coğrafi bölgeye Avrasya denir. Avrasya sözcüğü Asya ile Avrupa (avr ile asya) kelimelerinin birleşiminden oluşmaktadır. Ayrıca Avrasya yerkürenin bilinen en büyük kıtasıdır. Avrasya, adaları da dahil olmak üzere toplam 54 759 000 km²’dir ve 90 ülkeyi içerisinde kapsar. Avrasya dünya karalarının yaklaşık olarak %36,2’sini oluşturur. Ayrıca 5 milyardan fazla (yaklaşık 5,262,489,285) nüfusa sahip olan Avrasya, dünya nüfusunun yaklaşık olarak %70’ini barındırır. Avrasya kıtasının kuzey-güney genişliği 8.000 kilometre iken, doğu-batı uzunluğu 16.000 kilometredir. Avrasya kıtasında en yağışlı, en kurak, en soğuk ve en sıcak bölgeler dahil, tüm dünyada en sık kullanılan iklim sınıflandırma yöntemlerinden biri olan Köppen iklim sınıflandırmasındaki tüm iklim türleri görülmektedir.
Doğuda Dezhnev Burnu, batıda Roca Burnu, kuzeyde Çelyuskin Burnu, güneyde ise Piay Burnu, Avrasya kıtasının uç noktalarını oluşturur. Avrasya kıtasında; Karaların en alçak noktası olarak geçen Lut Gölü, dünyanın en yüksek noktası olarak kabul edilen Everest Tepesi, en nemli alan olan Çerapunçi ve hatta en derin göl olan Baykal yer almaktadır. Avrasya kıtası; Arktik Okyanusu, Atlas Okyanusu, Hint Okyanusu ve Pasifik Okyanusları ile çevrilidir. Avrasya jeolojik olarak tek bir yapı olarak kabul edilmektedir. Bu durum Avrupa ile Asya kıtaları arasında herhangi bir fiziki ayrımının olmamasından kaynaklanmaktadır.
Ayrıca Avrasya tanımına bazı ada ülkeleri de dahildir. Bu ada ülkeleri; Japonya, Filipinler, Büyük Britanya, İzlanda, İrlanda ve Endonezya olarak geçmektedir. Afrika ve Avrasya kıtalarını Süveyş adı verilen kanal ayırmaktadır. Avrasya’nın kapsadığı Avrupa ve Asya kıtaları arasındaki sınır günümüzde Kafkaslar ve Ural Dağları olarak kabul edilirken, eskiden Karadeniz ve Marmara denizi olarak kabul edilmekteydi. Ayrıca insanların kıtaya yaklaşık olarak 60.000 ile 120.000 sene öncesinde yerleştiği kabul edilmektedir.
Avrasya kıtasının kapsadığı başlıca nehirler ve akarsular; Thames, Oder, Vistül, Sen, Dinyeper, Ren, Kızılırmak, Tuna Nehri, Yeşilırmak, Obi, Yenisey, Lena, Peçora, Kolima akarsuları, Po, Elbe Nehri, Amur, Mekong, Yangtze, Sarı Irmak, Ganj, Brahmaputra, İndus, İravadi, Fırat, Dicle, Seyhun, Ceyhun, Kura, Emba, Volga, Ural Nehri, Terek, Astara Çayı ve Etrak Nehri olarak bilinmektedir. Avrasya kıtasının içinde barındırdığı büyük yarımadalar ise başlıca; Hind-i Çin Yarımadası, İber Yarımadası, İskandinav Yarımadası, Kamçatka Yarımadası, Anadolu Yarımadası, Balkan Yarımadası, Apenin Yarımadası, Taymır Yarımadası, Arabistan Yarımadası, Çukçi Yarımadası ve Hindistan Yarımadasıdır.
Avrasya Neresidir?
Avrasya Türk tarihinde; Türklerin, Slavların, Moğolların, Çinlilerin yaşadığı ve Orta Asya kavimlerinin yerleşik düzene geçtiği, oldukça geniş bozkırlara sahip olan bir alan olarak kabul edilmektedir. Avrasya bölgesinde Türk topluluklarına ait kültürün ilk izleri görülmüştür. Avrasya; tarih boyunca çeşitli Türk devletlerinin kurulduğu ve Türklerin ilk yurdu olarak bilinen Orta Asya’yı kapsayan geniş bir coğrafyadır. Bu sebeple Türk toplulukları İslamiyet öncesinde Orta Asya, Karadenizin kuzeyi, Kafkaslar ve Macaristan Ovası’nı içine alan bir sahada yaşamıştır.
Avarların tarihine bakıldığında bu toplumun eskiden Çinliler tarafından Juan Juan adıyla anılmakta olduğu görülmektedir. Tarihi sürece bakıldığında Avarların IV. yüzyılda Orta Asya’nın güçlü devletlerinden birisi olduğu görülmektedir. Kök Türkler, Avarların egemenliği altında yaşamaktaydı. 552 yılında Kök Türkler bağımsızlıklarını ilan edebilmiştir. Bu durum sonucunda Avarlar zayıflayarak siyasi nüfuzlarını kaybetmişlerdir. 562 yılında Avarlardan bazıları göç ederek Macaristan’a yerleştiler ve burada yeni bir devlet kurdular. 619 ve 626 seneleri arasında Avarlar, İstanbul’u iki kez kuşatmışlardır. Bunun sonucunda ise bu şehri kuşatan ilk Türk topluluğu ünvanını almışlardır. İlerleyen tarihi süreçte Avarlar, Hristiyanlığı benimsemelerinden dolayı millî benliklerinden uzaklaşmışlardır.
Türk Ne Demek? Türk Kelimesinin Anlamı
Türk sözcüğünün anlamı, yazılışı ve tarihi hakkında bilgi verelim. Türk sözcüğü, Türkiye Cumhuriyeti sınırlarının içerisinde yaşamını sürdüren halktan (topluluktan) olan kimseler anlamına gelmektedir. Ayrıca Türk sözcüğü, dünyanın çeşitli bölgelerinde, kıtalarında ve ülkelerinde yaşamakta olan, Türkçe ve Türkçenin çeşitli diyalektlerini konuşan ve ‘’Türk’’ soyundan olan kimse şeklinde de tanımlanabilir. Aslında Türk adı genel olarak belirli ya da farklı coğrafi bölgelerde yaşamını sürdüren bir topluluğu tanımlamaktadır. İslamiyette ve tarihi süreçte, türk adına birçok farklı anlamlar yüklenmiştir. Türkler adlarını, eteklerinde oturdukları miğfer şeklinde yükselen dağın şeklinden almışlardır. Bu nedenle Türk dilinde, T’u-küe miğfer anlamına gelmektedir. Bu varsayım Sui-şu adlı Çin kaynağında geçmektedir. A. Vambery tarafından Türk adının açıklanmasındaki ilk bilimsel deneyim gerçekleştirilmiştir.
Yapılan araştırmalara göre Türk sözcüğü ilk olarak ‘’Türük’’ şeklinde kullanılmıştır. Türemek anlamında olan türe- ‘den türemiştir. Türk edebiyatındaki önemli Türk yazarlardan biri olan Z. Gökalp, Türk adının ‘’Türeli’’ demek olduğunu düşünmektedir. Rus ve Sovyet doğubilimci tarihçilerinden olan W. Barthold’un söylediği “Türk adının Orhun yazıtlarında birçok kez kullanılan törü sözcüğü ile münasebettar olduğunu farz etmek mümkündür” sözlerine bakıldığında, Z. Gökalp’in Türk adının anlamı hakkında olan görüşünde belirttiği anlama yakın bir anlam verdiği görülmektedir. Bir başka kaynakta ise, F. Müller’in Uygur metinlerinde Türk adına; güçlü, kuvvetli vb. anlamlar yüklediği görülmektedir. İslam kaynaklarında ise Türk adı ile ilgili çeşitli anlamlara rastlanır. El-Hamadani’ye göre Türklerin ‘’Türk’’ adını almasının sebebi Yec’üc-Me’cüc adındaki seddinin arkasında terk edilmiş olmalarından kaynaklanmaktadır.
Türk toplumuna ‘’Türk’’ adının bizzat tanrı tarafından verildiği ve Türk adının ‘’olgunluk çağı’’ anlamına geldiği, On birinci yüzyılda Kaşgarlı Mahmud tarafından belirtilmiştir. Türk adı, Yusuf Has Hacib Kutadgu Bilig tarafından güç, kuvvet, ortaç anlamlarında kullanılmıştır. Babür çağında ise Türk adı anlam olarak mert, kahraman, yiğit, cesur ve asker gibi anlamlarda kullanılmıştır. Türk adı, Türkiye Selçuklularında Elvan Çelebi tarafından bahadır, saf, sade-dil gibi anlamlarda kullanılmıştır. Fakat Osmanlı tarihine bakılırsa, Ahmet Vefik Paşa’nın Lehçe-i Osmanisi’ne göre, Türk adı; saf ve sade gibi kavramların yanı sıra, kaba ve köylü gibi anlamlara gelmektedir. Türk adı günümüzdeki haliyle ‘’Türk’’ şeklinde yazılmadan ya da söylenmeden önce, tarihi bir süreç süresince değişim geçirerek günümüzdeki haline gelmiştir.
Türk Kelimesinin Yazılışı ve Okunuşu
Türk sözcüğünün 6. yüzyıl sonlarından itibaren görüldüğü, coğu Arap kaynaklarında geçmektedir. Ayrıca Türk kelimesinde bulunan ‘t, r ve k’ ünsüz harfleri arasında ‘o, u, ö, ü’ sesli harflerini belirlemek güçtür. Ünlü harflerin ‘a, e, ı, i’ olmadığı açıktır. Türk sözcüğünün Arapçadaki söylenişi ise “Turk” şeklindedir. Süryani kaynaklarında Tourkaye (Turyake) şeklinde söylenişi ‘u’ harfinin okunuşunu desteklemektedir. “Türk” sözcüğünün normalde yazılışının “Türk” olmasına rağmen, Bizans kaynaklarına göre okunuşu ‘u – o’ şeklinde söylenirken, Rus kaynaklarında bu sözcük Tork şeklinde söylenmektedir.
Türk sözcüğü Orkun yazıtlarında iki şekilde geçmektedir. Bunlar “Türk” ve “Türük” şeklindedir. Önceleri çift heceli bir şekilde söylenmekteydi. Sonrasında Göktürk zamanında bu kelime tek heceli biçimiyle birlikte iki farklı şekilde söylenmiştir. Daha sonrasında sadece “Türk” olacak şekilde kalmıştır. Sonuç olarak bu sözcüğün Çince çevrim yazımına bakıldığında iki heceli olduğu görülmektedir. Göktürkler öncesinde, bu kelimeyi çift heceli söylerken, aynı zamanda tek heceli şeklinde de söylemişlerdir. Sonrasında ise “Türk” biçimini almıştır. Ayrıca bu sözcüğün Çince çevrim yazımının da iki heceli olduğu görülmektedir.
Türk Kelimesinin Tarihi
Türk sözcüğü ilk kullanımından yana tarih boyunca pek çok uygarlıklarda ve devletlerde farklı anlamlarda kullanımını sürdürmüştür. Türkler tarih boyunca göç ederek çeşitli coğrafi bölgelerde bulunmuşlardır. Tüm bu göçler ve yerleşmelere bağlı olarak bulundukları coğrafi bölgeleri etkilemişlerdir. Türkler tarafından yapılan bu göçler ve yerleşmeler sonucunda “Türk” adı coğrafyadan coğrafyaya yayılarak farklılık göstermiştir. Ayrıca “Türk” adı farklı coğrafi bölgelerde de, farklı anlamlar kazanmıştır. Kazanılan bu anlamlar o medeniyetlerin “Türk” adına olan bir nevi bakış açısını göstermiştir. Türklerin tarih süresince çeşitli bölgelerde bulunması, “Türk” adının yayılmasına olanak vermiştir. Ayrıca bu durum sonucunda Türklerin toplumlar arasındaki bilinirliği de artmıştır. Tarih süresince “Türk” adı çeşitli topluluklar tarafından farklı anlamlarda kullanılmıştır. Bu anlamları içeren farklı topluluklara ait birtakım kaynak birikimi oluşmuştur. Bu kaynaklar başlıca; Roma kaynakları, Eski Yunan kaynakları, Hint kaynakları, Bizans kaynakları, Çin kaynakları, Macar kaynakları, Soğd kaynakları, Tibet kaynakları, Hoten – Saka Kaynakları ve Ön Asya Kaynaklarını kapsamaktadır.
Türk Kelimesi İlk Nerede ve Nasıl Kullanılmıştır?
6. yüzyıl ortasında 552 ile 744 seneleri arasında “Türk” adı Göktürkler tarafından kurulmuş olan devlet ile ortaya çıkmıştır. “Türk” sözcüğü tarihte ilk kez 545 senesinde, Göktürk devletinin birliğini göstermek istemesiyle görülmüştür. Bu amaç doğrultusunda, Batı Wei imparatoru T’ai-tsu’nun Göktürk kağanı Bumın’a elçi göndermesi ile görülmüştür. “Türk” adı, millet ve devlet adı olarak ilk kez Çin’in Chou sülalesi yıllığında 557 ile 579 seneleri arasında, Arapçada N. Zubyani’nin divanında, Romalı tarihçilerden biri olan Agathias’ın eserinde ve Slavcada 12. yüzyılda ilk Rus kroniklerinde kullanılmıştır. “Türk” adını taşıyan; Yafes’in torunu, Targitalar, Tyrkae, Togharma, Turukhalari Thraklar, Tikler, Troyalılar ve Turukkular, Türk kavimleri olarak sanılmıştır. Ayrıca bazı islami kaynaklarda görülen, Tevrat ve Zend-Avesta rivayetlerinde de Türk adı aranmıştır. Türk adını taşıyan ilk kavimler ise; Nuh’un torunu, Turac ve Turda olarak geçmektedir. Fakat bu bilginin doğruluğu bazı arkeolojik kazılar ve araştırmalar, kültür tarihi incelemeleri gibi çeşitli araştırmalara ters düşmektedir. Ayrıca dil bakımından da doğrulukları kanıtlanamamıştır.
Türkiye Ne Demek? Türkiye Kelimesinin Anlamı
Türkiye sözcüğünün tarih boyunca anlamı neler olmuştur? sorusunu yanıtlayalım. Günümüzde Türkiye Cumhuriyeti olarak da geçen Türkiye sözcüğünün anlamı, topraklarının büyük çoğunluğu Anadolu’da, geri kalan küçük bir kısmı ise Trakya’da yer alan bir ülke olarak tanımlanabilir. Tarih boyunca “Türkiye” sözcüğüne farklı uygarlıklar tarafından farklı anlamlar yüklenmiştir. Türkiye sözcüğü eski Fransızca’daki Turquie sözcüğünden türetilmiştir. Orta Çağ Latin ülkelerinde “Türkiye” sözcüğü Turchia ve Turquia olarak geçmektedir. Ayrıca bu sözcüğün “Τουρκία” olarak isimlendirildiği bazı Yunan kaynakları bulunmaktadır. 1369 senesinde Chaucer tarafından Orta Çağ İngilizcesinde ilk defa (ilk olarak Turkye, ardından Torke daha sonrasında Turkie ve Turky) olarak yazılmıştır.
Ayrıca Osmanlı İmparatorluğundan, diğer uygarlıklar ve devletler tarafından Türkiye ya da Türk Medeniyeti olarak bahsedilirdi. Türkiye sözcüğünün tarih boyunca adlandırılmasının incelenmesi için öncelikle Türk kelimesinin tarih içindeki anlamlarına bakmak gerekmektedir. Türk sözcüğünün tarihi süreç içerisinde güçlü ve kuvvetli anlamında kullanıldığı anlaşılmaktadır. Ayrıca miğfer anlamında kullanıldığı ve türemek fiilinden üretildiği vb. görülmektedir. Türk kültüründe Göktürk Yazıtlarında, Türk kelimesinin ilk kez görüldüğü kaynaklardan bir tanesidir. 11. yüzyılda yapılan Türk göçleri ve bölgede Türk nüfuzunun kurulmasından sonra, Türkiye adı Anadolu coğrafyası için kullanılmaya başlanmıştır. Avrupa tarafından 13. yüzyılda daha büyük bir coğrafi bölge olan “Büyük Türkiye” adıyla anılmaya başlanmıştır. Günümüzde Türklerin göçmüş olduğu coğrafi bölgeler Türk yurdu olarak anılırken, bulunduğumuz ülke Türkiye adını almıştır.
Türkiye Kelimesi İlk Nerede ve Nasıl Kullanılmıştır?
“Türkiye” sözcüğünün tarihte ilk kez Bizans (Doğu Roma) kaynaklarında kullanıldığı görülmüştür. 12. yüzyıldan itibaren Anadolu, başta Avrupalılar olmak üzere Türkiye olarak adlandırılmaya başlanmıştır. 14. yüzyıl başlarından itibaren Türkiye kelimesi, Arap kaynaklarında Berrü’t-Türkiyye kavramı ile kullanılmıştır. Günümüzde Türkiye sözcüğü devlet adı olarak kullanılmaktadır. Öncesinde ise bu kelime bir coğrafi terim olarak kullanılmaktaydı. Göktürkler, tarihte Türk adını kullandığı bilinen ilk devlettir. Göktürk devleti bünyesinde birçok Türk topluluğunu barındırmaktaydı. Memlük devlet tarihte Türkiye adını kullanan ilk devlettir. Bu durum, Türkiye kelimesinin ülkemizden önce de bir devletin ismi olduğunu göstermektedir. Bu devletin kurucuları Türklerdir ve Memluklular için ed-Devletü’t-Türkiye adı kullanılmıştır. Ayrıca bu devletin çoğu vatandaşı Türkmen ya da Türk olarak isimlendirilmektedir. Bu devletin Türkiye ve Türk adlarını kullanması, bu geleneğe uymaya çalışılması, toplumu Türk isminin nitelendirmesiden kaynaklanmaktadır. Ayrıca bağlayıcı bir unsur olarak kullanmaya uygun olmasından kaynaklanmaktadır.
Not: Bu konuyla ilgili olarak Türk Ne Demek? Türk Adı Ne Anlama Gelmektedir? başlıklı yazımızı da inceleyebilirsiniz.