Cumhuriyet Tarihi

Türkiye Eurovision’a Neden Katılmıyor? Türkiye’nin Eurovision Tarihi

Çok uzun zamandır Avrupa ile ilişkilerini iyi tutmaya çalışan Türkiye, bu adımlardan biri olarak yıllar boyunca Eurovision Şarkı Yarışması’na katılmıştır. 2012 senesinden sonra gitmeyi bıraktığımız bu yarışma hem Avrupa ile aramızdaki köprülerin yıkılmasına ve hem uluslararası konumumuzun sarsılmasına hem de ülke olarak eğlenceye ve müziğe en çok ihtiyaç duyduğumuz dönemlerde bu iki unsurdan uzaklaşmamıza neden olmuştur. Tüm bunların yeniden sağlanabilmesi için Eurovision Şarkı Yarışmasına dönmemiz şart mıdır? Türkiye olarak Eurovision Şarkı Yarışmasına katılmaya devam etmeli miyiz?

Dünyanın en büyük şarkı yarışmalarından biri olan Eurovision Şarkı Yarışması (Eurovision Song Contest), 1956 yılından beri Avrupa Yayın Birliği’nin (European Broadcasting Union-EBU) üyesi olan ülkelerin katılımıyla her yıl canlı olarak düzenlenmektedir. 1975 – 2012 yılları arasında Eurovision Şarkı Yarışmasına katılan ve birçok kez derece elde eden Türkiye, 2012 Azerbaycan-Bakü’de düzenlenen yarışma ile son kez yarışmış ve bir daha katılmayacağını belirtmiştir. Bu yazımızda Eurovision Şarkı Yarışması hakkında genel bilgiler verilecektir. Türkiye’nin Eurovision Şarkı Yarışması geçmişinden bahsedilecektir. Türkiye olarak Eurovision Şarkı Yarışması’nın bir parçası olup yarışmaya devam etmemiz gerekip gerekmediği tartışılacaktır.

Eurovision Şarkı Yarışması Nedir?

Eurovision Şarkı Yarışması, 1955 yılında Marcel Bezençon’un Sanremo Festivali’nden etkilenmesi ile ortaya çıkmıştır. Canlı televizyon yayınının limitlerini görmeyi amaçlamış bir etkinliktir. İlk olarak 24 Mayıs 1956 yılında sadece 7 ülkenin katılımıyla düzenlenen bu yarışma, 2019 yılında 41 ülkenin yarışmasıyla da görülebileceği üzere dünya çapında ünlenmiş ve hayranlar kazanmıştır. Her yıl 600 milyondan fazla izleyiciye ulaşan Eurovision Şarkı Yarışması, Türkiye ve Türk milleti için de önemli bir yer tutmaktadır. Yarışmaya katılacak ülkeler, Avrupa Yayın Birliği’nin bir parçası olan ülkeler listesinden Avrupa Yayın Birliği tarafından seçilir. Bazı ülkelerin geri çekilmesi ile sonuçlansa da, kesin listeler yarışmadan aylar öncesinden belli olur. Böylece ülkeler kendilerini temsil edecek kişileri dinleme fırsatı bulabilirler.

Eurovision’a Katılacak Şarkıcı ve Şarkısı Nasıl Belirlenir?

Her ülke Mart’ın ortasına gelinmeden kendi yöntemleriyle seçtikleri sanatçıyı Eurovision Şarkı Yarışması’na bildirir. Bu sanatçı 1 kişi de olabilir, 6 kişiyi geçmeyecek şekilde bir grup da olabilir. Sanatçı ülkenin bir numaralı sanatçısı olabileceği gibi, hiç duyulmamış yeni bir yetenek de olabilir. Şarkı ise 3 dakikayı geçmeyen ve Eylül ayından önce açıklanmış söz ve müziği ile orijinal bir şarkı olmalıdır. Önceki yıllarda şarkının dilinin ülkenin dili ile aynı olma kuralı var iken, günümüzde bu kural kalkmıştır. İstenilen dilin seçilmesi fırsatı sanatçılara verilmiştir.

Eurovision Şarkı Yarışması’nda Puanlama Nasıl Yapılır?

Yarışmada puanlama %50 televoting ve %50 jüri oylaması ile yapılır. 1,2,3,4,5,6,7,8,10 ve 12 puanın verilebildiği oylamada, halklar performansları kısa mesaj sistemi (SMS) üzerinden değerlendirir. Ülkeler kendi performanslarına oy veremez. İki yarı finalin ardından büyük finale (Grand Finale) kalan şarkılar arasından birinci belirlenir. Büyük Beşli adı verilen Fransa, Almanya, İspanya, İngiltere ve 2011’de aralarına katılan İtalya ise yarışmaya verdikleri büyük finansal destek neden gösterilerek direkt büyük finale katılır. Bu sene yeni bir kural olarak ise blok oylama yapılacak ve ülkeler kendi müzik kültürlerine benzer komşu ülkelere oy veremeyecek.

Türkiye’nin Eurovision Tarihi

1975 yılında Semiha Yankı’nın Seninle Bir Dakika şarkısı ile yarışmaya katılan Türkiye, sonuncu olarak Eurovision Şarkı Yarışması yolculuğuna başlamıştır. Daha sonra sırasıyla 1978 yılında Sevince şarkısıyla Nilüfer-Grup Nazar 18., 1979 yılında Seviyorum şarkısıyla Maria Rita Epik-21. Peron (daha sonra yarışmadan çekilmişlerdir), 1980 yılında Petrol şarkısıyla Ajda Pekkan 15., 1981 yılında Dönme Dolap şarkısıyla Modern Folk Üçlüsü ve Ayşegül Aldinç 18., 1982 yılında Hani? şarkısıyla Neco 15., 1983 yılında Çetin Alp-Kısa Dalga Opera şarkısıyla sonuncu, 1984 yılında Halay şarkısıyla Beş Yıl Önce On Yıl Sonra 12., 1985 yılında Diday Diday Day şarkısıyla MFÖ 14., 1986 yılında Halley şarkısıyla Klips ve Onlar 9., 1987 yılında Şarkım Sevgi Üstüne şarkısıyla Seyyal Taner-Grup Lokomotif sonuncu, 1988 yılında Sufi şarkısıyla MFÖ 15., 1989 yılında Bana Bana şarkısıyla Pan 22. olmuştur.

1990 yılında Gözlerinin Hapsindeyim şarkısıyla Kayahan 17., 1991 yılında İki Dakika şarkısıyla İzel, Reyhan, Can üçlüsü 12., 1992 yılında Yaz Bitti şarkısıyla Aylin Vatankoş 19., 1993 yılında Esmer Yarim şarkısıyla Burak Aydos 21., 1995 yılında Sev şarkısıyla Arzu Ece 16., 1996 yılında Şebnem Paker Beşinci Mevsim ile yarı finalde 7., 1997 yılında yine Şebnem Paker ve bu sefer yanında Grup Etnik ile şarkıları Dinle ile üçüncü, 1998 yılında Unutamazsın şarkısıyla Tüzmen 14., 1999 yılında Dön Artık şarkısıyla Tuba Önal-Grup Mistik 16., 2000 yılında Yorgunum Anla şarkısıyla Pınar Ayhan ve Grup SOS onuncu, 2001’de Sevgiliye Son şarkısıyla Sedat Yüce 11., 2002 yılında Buket Bengisu ve Grup Safir Leylaklar Soldu Kalbinde şarkısıyla 16. olmuştur.

Everyway That I Can adlı şarkı ile 2003 yılında Türkiye’ye ilk kez birincilik kazandıran Sertab Erener, 167 puan kazanmıştır. 2004 yılında bu başarı Athena’nın For Real şarkısıyla dördüncü olması ile devam ettirilmiştir. Türkiye ilerleyen yıllarda 2005’te Gülseren’in Rimi Rimi Ley şarkısıyla 13., 2006’da Sibel Tüzün’ün Süperstar şarkısıyla 11., 2007’de Shake It Up Şekerim şarkısıyla dördüncü, 2008 yılında Mor ve Ötesi’nin Deli şarkısıyla yedinci, 2009’da Hadise’nin Düm Tek Tek şarkısı ile dördüncü, 2010’da Manga’nın We Could Be The Same şarkısıyla ikinci olmuş ve 2011’de Yüksek Sadakat’in Live It Up şarkısıyla yarı finale çıkmıştır. Türkiye Can Bonomo’nun Love Me Back şarkısıyla yarıştığı 2012 senesinde ise 112 puanla yedinci olarak Eurovision Şarkı Yarışması’na katılmaya nokta koymuştur.

Türkiye Eurovision’a Neden Katılmıyor?

Hem birincilik hem sonunculuklarımızın olduğu Eurovision Şarkı Yarışması’na Türkiye olarak 2012 yılında katılmayı bıraktık. 2018 yılında Manga grubunun “Eurovision? Yine… Yeni… Yeniden…” tweeti ile heyecanlanan Türk halkının hayalleri, dönemin başbakan yardımcısı olan Bekir Bozdağ’a gazetecilerin “Gelecek sene Eurovision’a katılacak mıyız?” sorusuna “Şu anda öyle bir şey yok.” cevabı vermesiyle suya düştü.

Eurovision Şarkı Yarışması’na ilk defa katılırken Avrupalı olmaya bir adım daha yaklaşmaya çalışan Türkiye, Avrupa Birliği’ne girmeyi hedefliyordu. Mustafa Kemal Atatürk’ün de Cumhuriyet’in ilk yıllarında yaptığı çeşitli inkılaplarla hedeflenen Avrupalı olma ve Avrupa’ya yetişme amacı, Eurovision Şarkı Yarışması’na katılma konusunda Türkiye’yi hızlıca ikna etmişti. Ancak yarışmada yaşanan bazı aksilikler, oylamadaki adaletsizlikler Türkiye’yi yarışmadan çekilmeye sürüklemiştir. Türkiye adına yarışan Çetin Alp, 0 puan alıp sonuncu olduğu 1983 yılında “Eğer adım Michael olsaydı sonuç farklı olurdu.” demiştir.

1984’te o güne kadarki en iyi derece olan 12. derecesinin alınmasının sonrasında Kültür ve Turizm Bakanı Mükerrem Taşçıoğlu “Hükümetimizin içeride ve dışarıda uyguladığı başarılı politika ve çalışmalar, dış dünyada puanımızı arttırmıştır.” yorumunu yapmıştır. 1993 yılında yaşanan bir başka başarısızlık sonrası bu başarısızlığın kaynağı olarak Türkiye’nin Müslüman bir ülke olması gösterilmiştir. Bundan dolayı puan alınamaması gösterilmiştir. Türkiye’nin yarışmaya artık katılmamasının bir sebebi olarak gösterilen TRT’nin açıklaması ise şu şekildedir: “Yarışma oylamasında adil olmayan bir sistem var, bazı değişiklikler istedik.

Türkiye Eurovision Şarkı Yarışması’na Niye Katılmıyor?

Yapılan bazı araştırmalarda ve 1997 yılına kadar devam eden profesyonel jüri oylamasının tele-oylama sistemine göre daha nesnel olduğunu, jüri oylamasında şarkı kalitesinin en öncelikli kriter olduğunu kanıtlamıştır. Ancak, 1998’den sonra milli, dini ve kültürel duygularla oy verme davranışının nesnellikten uzaklaştığını ortaya çıkarmışlardır. Bu örnekte de görüldüğü üzere, halklar oylama yaparken yalnızca şarkı kalitesine bakmak yerine o ülkeyle ilişkilerini de gözden geçirerek oy vermeye başlamışlardır. Kıbrıs’ın 2003 yılına -Sertab Erener’in birincilik kazandırdığı sene- kadar Türkiye’ye oy vermemesi örneğinde de görülebileceği üzere ülkelerin birbirlerine oy vermelerinde siyasi ve politik olaylar büyük bir rol oynamaktadır.

Türkiye-Almanya, Yunanistan-Kıbrıs, Norveç-İsveç, Danimarka-Finlandiya, Bosna Hersek-Hırvatistan, Monaco-Fransa, Letonya-Estonya, Portekiz-İspanya, İsrail-Polonya arası oylamalarda düzenli bir biçimde ve karşılıklı olarak yüksek puanlar özellikle de 12 puanın verildiği görülmektedir. Böyle bir durumda ülke vatandaşlarının kendine yakın buldukları kültürlere oy vermesi çok da şaşırtıcı bir durum değildir. Dinsel, dilsel ve kültürel olan bu yakınlıklar, Eurovision Şarkı Yarışması’ndaki televoting oylama sistemini doğal olarak objektif olmaktan uzaklaştırmaktadır. Ülkeler arası bir ayrımı getiren taraf tutma davranışını oluşturmaktadır.

2000’li yılların başında Avrupa ile bağları kuvvetli, ilişkisi iyi olan Türkiye, 2010’lu yıllara gelindiğinde bu ilişkileri kaybetmiştir. Avrupai olma çabasını büyük ölçüde yitirmiştir. Bu süreçte Avrupa ve Avrupa Birliği ile yaşadığımız sorunlar, 2000’li yılların başındaki Avrupa’nın gözündeki pozitif Türkiye imajını zedelemiştir. Türkiye’nin 2017 yılında ortak saat diliminden de çıkmıştır. Avrupa için çok önemli bir yere sahip olan Eurovision Şarkı Yarışması’na katılmayı durdurması Türkiye’nin Avrupa ile bağlarının kopmasına neden olmuştur.

Türkiye Eurovision Şarkı Yarışması’na Katılmaya Devam Etmeli Mi?

Ülke tarihinin en sıkıntılı dönemlerinden birinde olduğumuz bu süreçte, ülke olarak birbirinden ayrışmış ve kopmuş milletimizi tekrar tek yürek haline getiren, birinci olma heyecanıyla birleştiren, yılda bir kere de olsa siyasetten, ekonomiden, sıkıntılardan uzak eğlenceli vakit geçirmemizi sağlayan Eurovision Şarkı Yarışması’na katılımımızın eksikliği hem Türklerin hem diğer milletlerdeki insanların dikkatini çekmiş ve çokça üzmüştür. Bu konuda siyasetçilerin siyaseti müzikten uzak tutarak bunun her ne kadar politik ve adaletsiz yaklaşılan bir yarışma olduğunu düşünseler de, ülkemizden yarışmaya sanatçı yollamayı tekrar göz önünde bulundurmalılardır.

2012 senesinden sonra gitmeyi bıraktığımız bu yarışma hem Avrupa ile aramızdaki köprülerin yıkılmasına ve uluslararası konumumuzun sarsılmasına hem de ülke olarak eğlenceye ve müziğe en çok ihtiyaç duyduğumuz dönemlerde bu iki unsurdan uzaklaşmamıza neden olmuştur. Uzaklaşmamıza neden olarak adaletsiz yarışma ortamı ve Avrupa ile ilişkilerimiz gösterilse de, bunun sadece bir müzik yarışması olduğu unutulmamalıdır. Ülkenin damarlarından biri olan Eurovision Şarkı Yarışması’na en kısa zamanda geri dönülmelidir.

Not: Bu konuyla ilgili olarak Eurovision Nedir? Eurovision Şarkı Yarışması Tarihi (1956-2020) başlıklı yazımızı da inceleyebilirsiniz.

Not: Ayrıca Türkiye’nin Eurovision Tarihi ile ilgili Eurovision resmi web sitesini de inceleyebilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu Konuyla İlgili Yazılar

Back to top button

Metin kopyalamanın açılabilmesi için
lütfen web sitemizdeki herhangi bir reklama
tıklayarak bize destek olunuz.

Close

Adblock Detected

Lütfen reklam engelleyicinizi kapatarak bize destek olunuz. Anlayışınız için teşekkür ederiz.