Dünya Tarihi

Kimya Nedir? Kimya Tarihi – İlk Kimyagerler

Bu yazıda Antik Çağ’da yaşayan ve kimya ile ilgilenen filozoflardan; şarap, parfüm gibi yapımı kimyasal işlemler gerektiren maddelerinden kullanımından bahsedilmiştir. Antik Çağ’da bilim adına kimya bilimine karşı bir ilgi duyulmuş ve bu bilim dalıyla uğraşan kişiler yani kimyagerler yaşamıştır.

Simya Nedir?

Milattan önce üçüncü asırda öne çıkan felsefe ve arkhe probleminin yerini daha sonraları ‘simya’ almıştır. Simyacılar kimyanın temellerini atmışlardır. Simya her ne kadar bilimsel yöntemleri kullanmadığı için bir bilim dalı olarak sayılmasa da insanlarda kimya algısını geliştirmiştir. Günümüzde kullanılan birçok deney malzemesini ve kimyasal metotları simyacılar icat etmişlerdir. Simyacılar bilimsel araştırma yapmak yerine ölümsüzlüğü ve Felsefe Taşı’nı bulmaya çalışmışlardır. Bunun yanı sıra, bakır gibi ucuz madenleri, altın ve gümüş gibi pahalı madenlere dönüştürmeye çalışmışlardır.

Kimya Nedir?

Kimya etimolojik olarak eski Yunancaya dayanır. Bu sözcük Eski Yunanca “simya, kara büyü, metalleri dönüştürme ilmi” anlamına gelmektedir. Kimya sözcüğünün kökeninin Antik Yunan’a dayanması Antik Yunan’da kimyanın bilindiğinin ve bu ilim dalıyla uğraşan kişilerin olduğunun kanıtıdır. Kimya ilk çıktığında felsefenin bir alt dalı veya bir sanat dalı olarak görülse de daha sonra bir bilim dalı mertebesine ulaşmıştır. Kimya, Antik Çağ’da parfüm, boya, cam ve maya üretiminde kullanılmıştır. İlk kimyagerlerin Mısır İskenderiye’de yaşadığı sanılmaktadır.

Tarihteki İlk Kimyagerler

Milattan önce 4. ve 3. yüzyılda yaşayan Demokritos, Antik Çağ’da yaşamış bir bilim adamı ve filozoftur. Demokritos bu dönemde kimya gibi bilim dallarıyla uğraşmış ve düşünerek bazı kimyasal yargılara ulaşmıştır. Bir doğa filozofu olan Demokritos evrenle ve doğayla ilgili gözlemler yaparak teoriler oluşturmuştur. Bu teorilerden biri evrenin bölünemez parçacıklardan oluştuğu ve bu parçaların sonsuz tane ve gözle görülemediğidir. Bu parçacıklara da Yunanca ‘bölünemez’ anlamına gelen ‘atomus’ adını vermiştir. Yine milattan önce 3. yüzyılda yaşayan bir başka filozof olan Aristo da kimya bilimiyle uğraşmıştır. Aristo evrenin dört temel elementten oluştuğunu ve bu elementlerin su, ateş, toprak ve hava olduğunu belirtmiştir. Bu inanış üzün süre kimya tarihinde hüküm sürmüş ve aksi kanıtlanana kadar doğru olarak kabul görmüştür. Antik Yunan’da Epikuros, Thales, Pisagor, Anaksimandros ve Miletli Anaksimenes gibi daha birçok filozof ve bilim adamı yaşamış ve bu bilim adamları kimya bilimine katkılar sunmuşlardır.

Kimya Tarihi

Antik Çağ, insanlık tarihinin başlangıcından Orta Çağ’a kadar olan süreyi kapsayan dönemdir. Bu çağın kapanışını tarihçiler Batı Roma İmparatorluğu’nun çöküşü olarak kabul ederler. Bu tarih aralığında birçok kişi felsefeyle uğraşmış ve Platon, Aristoteles, Sokrates, Pisagor, Anaksimandros gibi büyük filozoflar yetişmiştir. Bu filozoflar aynı zamanda kimya ve biyolojinin ilkel halleriyle uğraşarak bugünkü Modern Kimyanın temelini oluşturmuştur. Kimya; maddelerin dönüşümlerini, yapılarını, bileşimlerini inceleyen bir bilim dalıdır.

Kimya bilimi Antik Çağda simya olarak doğmuş ve şu anki kimya bilimine büyük katkılar sunmuştur. Simyanın tarihi 2500 yıl öncesine dayanır. Simyanın ana amacı ölümsüzlüğü keşfetmek ve bakır gibi ucuz maddeleri altın veya gümüşe çevirmektir. Simyacılar bilim insanı sayılmadıkları gibi simya, bir bilim dalı sayılamaz. Çünkü simyacılar, bilimsel metotları kullanmazlar, deneme-yanılma yollarıyla keşifler yapmaya çalışırlar. Ancak Antik Çağ’da çıkan simyanın bugünkü kimya ve biyoloji bilimlerine yaptığı katkılar yadsınamaz. İbn-i Sina gibi birçok simyager insan anatomisini incelemiş, botanikle uğraşarak insanların hastalıkları için yararlı bitkiler toplamışlardır. Bu bitkileri yalnızca eczacılık ve sağlık alanında değil aynı zamanda kök boya üretimi gibi alanlarda da kullanmışlardır.

Fermantasyon Nedir?

Bunun yanı sıra, Antik Çağ’da insanlar bir kimyasal süreç olan fermantasyonu keşfetmiş, üzümden şarap, arpadan da bira üretmişlerdir. Buğdaydan un, undan hamur, hamurdan da ekmek yaparak, mayalamayı kullanmışlardır. Sabunlar üretmişler ve bu sabunlarla evlerindeki ve dış ortamlardaki temizliği ve hijyeni sağlamışlardır. Kumu kullanarak cam üretimine başlamışlardır. Bu cama şekil vererek ve boya kullanarak kaplar hazırlamışlarıdır.

Sonuç olarak, Antik Çağ’da birçok insan farkında olarak veya olmayacak ilk önce felsefeyle sonra da farklı bilim dallarıyla uğraşmışlardır. Bu bilim dalları günümüzdeki Modern Kimya, Biyoloji veya Fizik kadar detaylı ve gelişmiş olmasa da bu bilimlerin ataları olarak sayılabilir. Simya, kimya ve biyolojiye evirilmiş ve Robert Boyle’nin Modern Kimya’sına dönüşmüştür. Antik Yunan, Antik Roma, Antik Mısır ve diğer bilim kentlerinde bilim adına kimyaya karşı bir ilgi duyulmuş ve bu bilim dallarıyla uğraşan kişiler yaşamıştır.

Kimya Tarihinde Parfüm İcadı

Parfümün tarihi sanılanın aksine çok da eskiye dayanır. Parfüm ateşin bulunuşundan sonra yanan bazı bitkilerin güzel koktuğunun anlaşılmasıyla ortaya çıkmıştır. Daha sonra ise bu bitkiler farklı kimyasal karışımlar kullanılarak işlenmiş, bir güzellik ögesinin yanı sıra tapınaklarda adak olarak Tanrılara veya Tanrıçalara sunulmuştur. İlk kimyasal işlemelerden olan parfüm Antik Çağ’da kimyasal yöntemlerin kullanıldığının bir göstergesidir.

Kimya Tarihinde Boya İcadı

Buna ek olarak, bitkiler kimyasal işlemlerden geçirilerek boya üretiminde de kullanılmıştır. Boya resim çizmekte, dekorasyonda, dini törenlerde, iletişimde ve birçok alanda daha kullanılmıştır. Bu boyaların üretiminde odun kömürü, kemik kömürü, aşı boyası ve çivit gibi kimyasal ve fiziksel bileşenler kullanılmıştır. Bu insanlar bu maddeleri ve farklı bitkilerden elde ettikleri kök boyaları kullanarak birçok tonda ve özellikte boyalar üretmişlerdir. Bu boyaları da tapınak ve hane duvarlarında, derilerin üstünde ipek ve yünden elde ettikleri kumaşların boyanmasında kullanmışlardır.

Kimya Tarihinde Şarap İcadı

Şarap üretimi, son yapılan çalışmalara göre 6500 yıl öncesine dayanmaktadır. Mitolojide önemli bir yer tutan şarap, dini ritüellerde ve düğün törenleri gibi eğlencelerde tüketilmiştir. Antik Dönem insanının bir vazgeçilmezi olan şarap aynı zamanda Tanrılara veya Tanrıçalara adak olarak da sunulmuştur. Farklı baharatlarla da karıştırılarak kahvaltılarda bile şarap tüketilmiştir. Şarap yapmak için ilk önce üzümler en verimli mevsiminde toplanmış, ardından ya ayakla ya da farklı düzeneklerle suyu çıkarılmıştır. Daha sonra, şeker eklenerek fermantasyon aşamasına geçilmiştir. Mahzenlerde bekletilen şaraplardaki şeker zaman içerisinde karbon dioksit ve alkole dönüşerek fermantasyon tamamlanmıştır. Bu fermantasyon kimyasal bir işlem olup, Antik Dönem’de kimyanın kullanıldığını kanıtlamaktadır.

Antik Çağ'da Şarap Üretimi
Antik Çağ’da Şarap Üretimi

Kimya Tarihinde Bira İcadı

Şarabın yanı sıra mayalanma kullanılarak üretilen bira da Antik Mısır’da tüketilmiştir. Bira, cenaze törenlerinde, özel festivallerde ve Tanrılara veya Tanrıçalara adak olarak halk tarafından tüketilmiştir. Mitolojik hikayelere de konu olan birayı Yunan Generali Xenophon yazdığı Anabasis kitabında biranın çok lezzetli, kuvvetli ve test edilmeye değer olduğunu belirterek biranın tüketildiğini kanıtlayan deliller sunmuştur. Arpanın fermantasyonu sonucu oluşan bira da kimya ile uğraşıldığının bir göstergesidir.

Kimya Tarihinde Sabun İcadı

Sabun Antik Dönem’de kullanılan bir başka kimyasal üründür. Sabunun tarihinin Mezopotamya’ya ve milattan önce üçüncü milenyuma dayandığını göstermektedir. İçinde sabun ibaresi geçen bazı tabletler bulunmuş ve bu tabletlerde sabunun potasyum ve bazı yağların karışımıyla üretildiği söylenmektedir. Sabun hem bir takas aracı hem de bir temizlik aracı olarak kullanılmıştır. Farklı bitkiler, kömür veya hayvansal yağlar eklenerek oluşturulan sabunlar kimyasal işlemlerden geçirilerek Antik Dönem’in Roma ve Yunan’ında popüler bir hijyen aracı olarak kabul görmüştür.

Kimya Tarihinde Cam İcadı

Camın da sabuna benzer bir şekilde Mezopotamya’da ortaya çıktığı öne sürülmektedir. Silisyum yani kumdan üretilen cam hem süs eşyası olarak kullanılmıştır hem de o zamanki değerli taşlara bir alternatif olarak görülmüştür. Cama şekil verilerek farklı kaplar, vazolar ve süs eşyaları yapılmış ve bu eşyalar Antik Dönem’de birçok insan tarafından farklı amaçlarla kullanılmıştır. Parfüm, boya, şarap, bira, sabun ve cam gibi yapım aşamasında kimyasal işlemler gerektiren maddeler kimyanın gelişmesinde önemli bir rol oynamış, mayalanma gibi farklı kimyasal tepkimelerin kullanılmasını sağlamıştır; bu yargılar da Antik Dönem’de kimya dalıyla ilgilenen insanların varlığını göstermektedir.

Sonuç olarak, Antik Çağ’da kimya bilimiyle veya kimyanın ilkel halleriyle uğraşan ve ilgi duyan birçok kişi yaşamıştır. Bu kişiler ateşin bulunuşundan sonra kronolojik olarak sabun, parfüm gibi farklı madde yapımlarıyla, felsefe ve atomla ve en sonunda simyayla uğraşmışlardır. Kimya Antik Dönem’de bu süreçlerden geçerek günümüzdeki Modern Kimya’ya ulaşmıştır.

Not: Bu konuyla ilgili olarak Biyoloji Nedir? Biyoloji Tarihi – İlk Biyologlar başlıklı yazımızı da inceleyebilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu Konuyla İlgili Yazılar

Başa dön tuşu

Metin kopyalamanın açılabilmesi için
lütfen web sitemizdeki herhangi bir reklama
tıklayarak bize destek olunuz.

Kapalı

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyicinizi kapatarak bize destek olunuz. Anlayışınız için teşekkür ederiz.